10. Hukuk Dairesi 2015/11000 E. , 2016/2809 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hak sahibi sıfatıyla eş ve baba üzerinden çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı almakta iken 04.08.2012 günü yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 15.08.2012 tarihinden itibaren kendisine ölüm aylığı bağlanan davacının 14.08.2014 günü davalı Kuruma başvurarak, anılan Kanun hükümleri gereğince yaşlılık aylığı almakta iken 1991 yılında hayatını kaybeden sigortalı babası üzerinden de hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı tahsis isteminde bulunduğu, talebin reddi üzerine işbu davanın açıldığı belirgindir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 66. maddesinde, yaşlılık aylığı almakta iken ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanacağı belirtilmiş, ölüm sigortasından aylık tahsisinde, hak sahiplerinden eş ve çocuklar yönünden 68. maddede, anne ve baba bakımından ise 69. maddede gereken koşullar sıralanmıştır.
Diğer taraftan 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun tanımların yer aldığı 3. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında hak sahibinin; sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını ifade ettiği bildirilmiş, 32. maddesinde, ölüm sigortasından sağlanan haklardan birinin ölüm aylığı bağlanması olduğu açıklandıktan sonra maddenin 2. fıkrasında sigortalı bakımından, 34. maddesinde ise hak sahiplerini oluşturacak olan eş, çocuklar, anne ve baba yönünden aylık tahsis şartlarına yer verilmiş, 35. maddede, ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıkların, hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması durumunda, bu niteliğin kazanıldığı tarihi izleyen ay başından itibaren başlatılacağı belirtilmiş, 54. maddede, bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda uygulanması gereken hükümler sıralanarak maddenin 1. fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendinde, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığın tahsis edileceği bildirilmiştir.
Ayrıca Kanunun “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri” başlığını taşıyan Geçici 1/2. maddesinde, 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanan veya hak kazan(ıl)an; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 5454 sayılı Kanunun 1. maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edileceği, bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili Kanun hükümlerinin uygulanacağı açıklanmıştır.
Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, davacının babası olan sigortalıya ait aylık bağlama şartlarının ölüm tarihi olan 1991 yılında yürürlükte olan 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamında incelenmesi zorunlu olup 66. maddede yazılı koşulların gerçekleştiği açıktır. Bununla birlikte davacının, babası yönünden hak sahibi kız çocuğu sıfatını, eşini kaybetmekle kazandığı, başka anlatımla eş hayatta iken baba yönünden hak sahipliği sıfatının söz konusu olamayacağı belirgin bulunduğundan, hak sahiplerine ilişkin tahsis şartlarının eşin ölüm tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde irdelenmesi gerekmektedir ve buna göre, 54/1-(a)-(5) maddesi düzenlemesi karşısında eş ve baba üzerinden çift ölüm aylığı bağlanamayacağı ortadadır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, uyuşmazlıkta 506 sayılı Kanunun Geçici 91. maddesinin uygulanması gerektiği yönündeki yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.