8. Hukuk Dairesi 2013/19715 E. , 2014/10345 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bodrum İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2013/165-2013/543
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlular vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda, vekil edeni hakkında başlatılan takip öncesi sözleşme adreslerine ihtar gönderilmediğinden icra emri gönderilemeyeceğini ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini istemiştir.
İcra Mahkemesi"nce borçlulardan Fikret yönünden icra emri tebliğinden itibaren 7 gün içinde başvurulmadığından istemin süreden reddine karar verilmiş, karar adı geçen borçlu yönünden temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebliğat Kanunu"nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21/1. maddesinde; "Kendisine tebilğat yapılacak kimse veya yukarıda ki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnemeyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşulardan birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır. Madde burada, iki hali birlikte düzenlenmiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama", diğeri ise "tebellüğden imtina" dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebliğat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasında; "Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebliğatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir" hükmü öngörülmüştür.
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebliğat Kanunu"nun 23/7 ve Tebliğat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir.
Somut olayda, borçlulardan F.. B.."e 23.01.2013 tarihinde yapılan ihtar tebliğatı işleminde, muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilmişse de meşruhatta adı geçen Süleyman isimli kişinin sıfatının belirtilmediği ve imzasının da alınmadığı, bu hali ile yapılan ihtar tebliğatının usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda İİK"nun 150/1 maddesi koşullarının oluşmadığı ve ilamlı takip yapılamayacağı düşünülmelidir. Anılan bu eksiklik ilama aykırılık oluşturacağından süresiz olarak İcra Mahkemesi"nce incelenmelidir. İcra Mahkemesi"nce İİK 150/1 kapsamında yapılan takibin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 22.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.