Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/8720
Karar No: 2010/10215

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/8720 Esas 2010/10215 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/8720 E.  ,  2010/10215 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/06/2007
    NUMARASI : 2004/340-2007/64

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, ortak mirasbırakan Ş.Z. kayden malik olduğu 2,9 ve 10 parsel sayılı taşınmazları, mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı oğlu İ. Z. satış yoluyla temlik ettiğini, anılan kişinin de kısa bir süre sonra 11 sayılı parseli tapuda satış göstermek suretiyle diğer davalı oğlu K. temlik ettiğini, temlik işlemlerinin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında iptal tescil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalılar, çekişmeli taşınmazları bedeli karşılığında satın aldıklarını, gerçek satış yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; feragat beyanı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla; duruşma talebinin tebliğ için gerekli giderler yatırılmadığından reddiyle, Tetkik Hâkimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakanın 2711/2003 tarihinde öldüğü,  04.09.2003 tarihli resmi akitle, maliki olduğu çekişme konusu edilen 2, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlardaki 174/224 payını, oğlu İ.dan olma erkek torunlarına satış yoluyla temlik ettiği, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürerek eldeki davanın açıldığı, aşamalarda davacıların feragat beyanı üzerine davanın reddine karar verildiği dosya kapsamı ile sabittir.
    Davacı F.Z. 01.07.2010 tarihli temyiz dilekçesinde; davalıların yakını olan vekili Av. M. E.A.ve davalıların babası İ.Z. (davacıların kardeşi) yargılama aşamasında, teminat olarak boş bir senet düzenlediklerini, senedin borçlusunun İ. Z.olduğunu, 500 dönüm arazinin tapuda intikali sağlanıncaya kadar senedin vekilin kasasında muhafaza edileceğini, temlik yapıldıktan sonra senedin iade edileceğini, bütün bunların sağlanabilmesi için mahkemede imza vermesinin yeterli olacağının söylendiğini, feragatin hukuki sonucu hakkında bilgilendirilmediğini, devamında da 250 dönüm araziyi kullanması için teslim ettiklerini ancak tapuda devir yapmadıkları gibi 2009 yılı Temmuz ayında da araziden çıkarıldığını ve bir yıl vekilinin kasasında kalan senedin yakınlarının çabasıyla alındığını, davalıların babasının ve kendi vekilinin yanıltmaya dayalı hileli davranışları sonucu iradesinin sakatlandığını, feragatın gerçek iradeyi yansıtmadığını ileri sürerek temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Gerçekten de; 13.06.2007 tarihli celsede gerek davacılar vekili Av. M.E.A.gerekse oturuma bizzat katılan davacı asillerden F. Z.davadan feragat ettikleri ve usulünce feragatin imzaları ile tevsik edildiği, vekilin vekâletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu, feragat beyanı ile birlikte tarafların sulh olduklarını bildirdikleri, davacı F. Z. feragat beyanında etkili olduğu ve teminat olarak verildiği iddia edilen, İ.Z.tarafından düzenlenen senedin de 13.06.2007 tarihli olduğu görülmektedir.
     Hemen belirtilmelidir ki; davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez ( rücu edemez); feragat ile bağlıdır.
    Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun, buna neden olan rızayı ifsat eden bir sebeple malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceğinde kuşkusuzdur.
    Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi  (B.K. Madde 23 vd.), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla  ileri sürebilir.
    Somut olayda; davadan feragatin gerek vekilin gerekse davalıların beyanından kaynaklanan hataya bağlı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
    Kaldı ki, varlığı sabit olan bahse konu bildirim karşısında feragatin davaya konu edilen haktan değil, davanın takibinden feragat olduğu şeklinde değerlendirilmelidir. Esas haktan feragat usul hükümlerine değil, taalluk ettiği esas hakkın tabi olduğu hükümlere bağlıdır.
    Hal böyle olunca: davacının feragat beyanının gerçek iradesini yansıtıp yansıtmadığının açıklıkla saptanabilmesi için feragatin hataya dayalı olup-olmadığının, haktan feragat için bir sebebin var olup-olmadığının değerlendirilmesi, bu konuda taraf delillerinin toplanması, ortaya çıkacak sonuca göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı F.Z. temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  11.10.2010  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi