20. Hukuk Dairesi 2014/7869 E. , 2015/471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 02.04.2012 havale tarihli dilekçesiyle, ... Köyünde, dava dilekçesi ekinde koordinatlarını sunduğu 1785 m², 1034,5 m² ve 1423,5 m² yüzölçümündeki üç parça taşınmazın zilyet ve maliki olduğunu, taşınmazların yörede yapılan orman kadastro çalışmalarında orman sınırı içinde bırakıldığını, ancak taşınmazların ormanla bir ilgisinin olmadığının ve kadim ziraat arazisi olduğunu iddia ederek, davaya konu üç parça taşınmazın ormanla ilgisinin olmadığının tesbiti ile taşınmazlara ilişkin orman sınırlandırmasının iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı ... tarafından temyiz edilmek üzere, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/04/2013 tarih ve 2013/117 E. -4729 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Mahkemece, orman dışına çıkartma kanun gereği Hazine adına olacağından, gerçek kişilerin bu yolda idareyi zorlayıcı şekilde dava açmakta hukukî yararı ve aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle keşif dahil herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Orman Yönetiminin dosya arasında bulunan 02.08.2012 tarihli cevabî yazısında, çekişmeli taşınmazların bulunduğu Çökek Köyünde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 11.09.1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve daha sonra 30.12.2011 tarihinde ilân edilen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarda ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması yapıldığı bildirilmiştir. Davacı gerçek kişinin 02.04.2012 havale tarihli dilekçesinde, mahkemenin gerekçesini dayandırdığı şekilde, orman sınırları içindeki bir yerin 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarılması talep edilmemiştir. Davacı gerçek kişi anılan dilekçesiyle orman sınırlandırmasının iptalini talep etmiştir ve yukarıda da belirtildiği gibi yörede 30.12.2011 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu bulunmakta olup; somut dava da 6 aylık ilân süresi içinde açılmıştır. Ancak, mahkemece; keşif veya başkaca bir inceleme yapılmadığı için, davacı gerçek kişinin dava dilekçesinde koordinatlarını verdiği 3 parça taşınmazın 1949 yılında kesinleşen tahdit içinde mi, yoksa 30.12.2011 tarihinde ilân edilen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile mi orman sınırları içine alındığı anlaşılmamış olup yöntemince yapılacak araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların 1949 yılında yapılan orman tahdidi ile mi yoksa 2011 yılında yapılan tahdit ile mi orman sınırları içine alındığı belirlenmeli, taşınmazların 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 11.09.1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosuyla orman sınırları içine alındığı tesbit edildiği takdirde, aplikasyonun davacıya 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun iptali davası açma hakkı vermeyeceği gözetilerek davacının davasının reddine karar verilmelidir. Şayet, taşınmazların ilk kez 30.12.2011 tarihinde ilân edilen orman kadastrosuyla orman sınırları içine alındığı tesbit edildiği takdirde, bu halde dava altı aylık sürede açılan orman kadastrosuna itiraz davası olacağından, getirtilen harita ve fotoğraflar çekişmeli taşınmazlarla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; çekişmeli taşınmazların 1949 yılında ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı sonradan yapılan aplikasyonun orman tahdidinin iptali için yeni bir dava açma hakkı vermeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 11.09.1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 30.12.2011 tarihinde ilân edilerek eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarda ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan incelemede çekişmeli taşınmazların 1949 yılında ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı belirlenmiş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/01/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.