11. Hukuk Dairesi 2014/13515 E. , 2014/20201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TUTAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2014
NUMARASI : 2010/101-2014/17
Taraflar arasında görülen davada Tutak Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.01.2014 tarih ve 2010/101-2014/17 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkilinin Ağrı İli Tutak İlçesi Ocakbaşı Köyünde.. ve.. nolu parsellerde yonca ekimi yaptığını, bu parsellere devlet destekli bitkisel ürün sigortası kapsamında G.. Sigorta A.Ş. aracılığıyla T.. T.."e 07.04.2010 tarihinde 951594, 951625, 951650 numaralı poliçelerle sigortalattığını, 05.06.2010-06.06.2010 tarihlerinde gerçekleşen dolu nedeniyle ekili alanlarda hasar meydana geldiğini, zararın sigorta kapsamında bulunmasına rağmen davalı tarafından giderilmediğini, Tutak Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/8 değişik iş numaralı dosyasında hasar tespiti yaptırdığını, bilirkişice dolu yağışı nedeniyle 33.855,00 TL zarar belirlendiğini ileri sürerek 33.855,00 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dolu yağışı nedeniyle davacının yonca ekili tarlalarında hasar meydana gelmediğini, gübre ve ilaçlama eksikliği nedeniyle zarar meydana geldiğini, oluşan zararın sigorta teminatı kapsamında bulunmadığını, poliçelerin zeyledilip primlerin iade edildiğini, delil tespiti tek taraflı olarak yapıldığından ve dolu yağışından kaynaklı zararın oluşup oluşmadığının tespitinin maksimum 7-10 gün arasında yapılacak inceleme ile mümkün olacağından delil tespiti sonucu düzenlenen raporun delil olamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait yonca ekili taşınmazların davalı nezdinde tarım sigorta poliçesi ile dolu yağışı rizikosuna karşı teminat altına alındığı, 05/06/2010 tarihinde yağan dolu nedeniyle yonca ekili alanların hasar gördüğü, meydana gelen zararın 17.615,81 TL olduğu, zararın riziko kapsamı dışında olduğu yönündeki bilirkişi raporlarının fotoğraflar üzerinden yapılan inceleme sonucu düzenlendiği, oysaki fotoğrafların hangi poliçe ve hangi taşınmaza ait olduğunun tespitinin mümkün olmaması sebebiyle sadece fotoğraflar üzerinden yapılan incelemenin yetersiz olduğu, Meteoroloji İstasyonu Müdürürlüğünün bölgede dolu yağışı olduğuna dair yazı cevabı, bu hadiseyi doğrulayan tanık beyanları, keşfe dayalı delil tespitinde hasarın yağan doludan kaynaklandığının belirtelmesi karşısında aksi yöndeki sadece fotoğraflar üzerinde yapılan
inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle 17.615,81 TL hasar bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikta davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, bitkisel ürün sigortaları poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta, davanın dayanağını oluşturan sigorta poliçelerinde 2660 sayılı Ağrı Tarım Kredi Kooperatifi "Daini Mürtehin" olarak gösterilmiştir. Dairemizin yerleşik uygulamaları uyarınca bu durumda, Tarım Kredi Kooperatifi"nin rehin hakkı bulunduğundan, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olup, sigortalı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatini almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat isteme hakkına sahip olur (14.06.2010 gün ve 2009/430-6814 E.K., 12.10.2012 gün ve 2011/8534-16045 E.K., 08.03.2013 gün ve 2012/4175-4580 E.K.). Buna göre mahkemece, asıl dava ve talep hakkına sahip dava dışı Kooperatiften alınmış, açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekirken, davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığına ilişkin olan ve mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde uyuşmazlığın esasına girilerek ve anılan poliçeye dayalı bir şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin uyuşmazlığın esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.