10. Hukuk Dairesi 2020/7032 E. , 2021/4718 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
No : 2019/839-2020/216
İlk Derece
Mahkemesi : ... 45. İş Mahkemesi
Dava, İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Sinpaş GYO A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalılardan EDC mühendislik şirketinin taşeron olduğu diğer davalı... şirketinin işinde ve bu davalıya ait inşaatta çalışırken 3 metre yükseklikten aşağıya düşerek ağır yaralandığını, belirterek, 100,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahilini talep etmiş, 17/09/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 46.473,56 TL’ye artırmıştır.
II-CEVAP
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Kazalı sigortalının 28/09/2013 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda %12,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, hükme esas alınan kusur raporunda kazanın meydana gelişinde, kazalının % 20 oranında, davalıların % 80 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, sürekli iş göremezlik oranı, tarafların kusur oranı, kurum tarafından yapılan ödemeler ve dosya kapsamı nazara alınarak davacı kazalının 46.473,56 TL maddi zararının olduğunun tespit edildiği ve 70.000,00 TL manevi tazminat takdir edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulune karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulü İle, İlk derece mahkemesİ kararinin kaldirilmasina, Davanın kısmen kabulü ile, 46.473,56-Tlmaddi, 15.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28.09.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı .... vekili temyiz dilekçesinde özetle; diğer davalı ile müvekkili arasında asıl-alt işverenlik ilişkisi bulunmadığını, davalının işvereninin diğer davalı şirket olduğunu, müvekkilinin anahtar teslimi şeklinde diğer davalıya iş verdiğini, bu nedenlerle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca kazanın meydana gelmesinde davacının ağır kusuru bulunduğunu ve bu ağır kusurun illiyet bağını kestiğini, SGK teftiş raporu ile mahkemece alınan kusur raporu arasında çelişkiler mevcut olmasına rağmen bu çelişkilerin giderilmediğini, maluliyet oranına diğer davalı ile birlikte itiraz etmelerine rağmen bu hususta adli tıptan rapor alınmadığını, davacının kabul edilen aylık ücret miktarının davacı tarafından ispat edilemediği gibi yüksek miktarlı olduğunu, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamanın dosya kapsamına daha uygun düşmekle birlikte, gerekir ise ... Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden de emsal ücretin sorulabileceğini, hesap bilirkişi raporunda maluliyete karşılık gelen miktar ve kusur indirimi yapılmadan önce mahsup işlemi yapıldığını ve bu şekilde davacı için hak etmediği miktarda tazminat hesaplandığını, manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Davacı Sigortalının Maddi Tazminat İstemlerine İlişkin Hükümler Yönünden;
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00TL, 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için ise 72.070,00TL‘dir
Somut olay incelendiğinde, davacı sigortalının maddi tazminat istemleri hakkındaki hükümlerin miktar yönünden yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, davalı ... vekilinin anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Diğer Hükümler Yönünden;
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalı ...‘nin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, 28/09/2013 tarihli iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan davacı kazalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile davacı sigortalı için 46.473,56 TL Maddi, 70.000,00TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, anılan karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; davacı sigortalı için 46.473,56 TL Maddi, 15.000,00TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalılara ait inşaatta 3. kattan düşmesi sonucu %12,2 oranında malul kaldığı, iş kazasının gerçekleşmesinde davalıların %80, davacının ise %20 oranında müterafik kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu açıklamalar doğrultusunda davacı kazalı lehine takdir edilen 15.000,00 TL manevi tazminatın bir miktar az olduğu açıktır.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK"nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06/04/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.