8. Hukuk Dairesi 2019/1489 E. , 2019/3652 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili ve davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Davacı alacaklı vekili, 06.11.2015 tarihinde yapılan hacze konu menkulün borçluya ait olduğunu açıklayarak, davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, istihkak davasının kabulüne karar verilmiş, karar davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dairemizin 05.04.2018 tarihli ve 2018/2342 Esas 2018/ 10803 Karar sayılı ilamı ile, "Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste veya borcun dayanağı olan senette belirtilen adreste yapılmamış olup, davalı 3.kişi tarafından sunulan vergi levhası ve bunu doğrulayan kolluk araştırmasına göre, davalı 3.kişinin 11.6.1999 tarihinden bu yana faaliyet gösterdiği adresinde 3.kişinin birlikte çalıştığı oğlunun huzurunda yapılmıştır. Her ne kadar haciz işlemi sırasında borçlunun haciz mahallinin önünde hazır bulunduğu belirtilmiş ise de; borçlunun, alacaklının kendisini görüşmek için çağırması nedeni ile haciz mahalline geldiğini beyan etmesi, yine davacı vekilinin, borçlu tarafından mahcuzun satılmak üzere davalı 3.kişinin dükkanına bırakıldığını, her alıcı çıktığında borçlunun gelerek pazarlık yaptığını, hacizde de borçlunun bunu ‘’ alacaklı çağırdı geldim diyerek’’ dile getirdiğini beyan etmesi ile haciz adresinin davalı 3.kişinin faaliyet adresi olduğu, borçlunun ise haciz mahalline çağrılması üzerine geldiğinin kabulü gerekir. Buna göre, mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup davacı alacaklı tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı fatura, mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir. O halde, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır." gerekçesi ile karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili ile vekalet ücreti yönünden davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre davacı alacaklı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine;
2. Davalı üçüncü kişi vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre, karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, takibe konu alacak miktarı, hacizli malların değerinden az olduğundan, avukatlık ücretinin takibe konu alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerekirken davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Davacı alacaklı vekilinin yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle vekalet ücretine ilişkin davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 5.bendindeki "...725,00 TL maktu ..." ibaresinin çıkartılarak yerine "...2131,47 TL nispi ..." ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı üçüncü kişiye iadesine ve 35.90 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 8,50 TL"nin temyiz eden davacı alacaklıdan alınmasına, 03.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.