11. Hukuk Dairesi 2014/13142 E. , 2014/20193 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/04/2014 tarih ve 2011/450-2014/96 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 08.03.2007 tarihli ""...Tesisleri İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi”nin 4.4 ve 5.1.4 maddelerini ihlal eden davalının, müvekkilinin kar ve itibar kaybına neden olduğunu, belirterek müvekkili şirketin maddi zarar kapsamında uğramış olduğu 2.775.000,00 USD"lik kar kaybının ve manevi zarar kapsamında da 300.000,00 USD"lik itibar kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşme hükümlerine aykırı olarak, sözleşme gereği kendisinin yapması gereken bir yatırımı dava dışı ... Firmasına alt kiraya veren/işletme hakkını devreden sıfatıyla devrettiğini, dolayısıyla ... Firması ile yapılan sözleşmenin akamete uğradığından bahisle maddi ve manevi tazminat talep etmesine hukuken imkân bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma,benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı şirket ile davacı arasında yapılan sözleşmenin davanın tarafları arasındaki sözleşmeyi ihlal eder nitelikte olup olmadığı, davalı onayını gerektirip gerektirmediği ve anılan sözleşme hükümlerinin bir devir yasağı içerip içermediği hususlarının uyuşmazlık konusu olduğu, buna göre taraflar arasındaki 03.04.2007 tarihli sözleşmenin 9.11.1 ve 9.11.2 hükümlerine nazaran, sözleşme kapsamında yapılması gereken yatırımların zorunlu yatırımlar, bu sözleşme kapsamında yer almayan ayrı bir protokol yapılmasını gerektiren yatırımların ise yeni yatırımlar şeklinde ikiye ayrılmış olduğu, zorunlu yatırımlar için davalının onayının gerekmediği buna karşılık yeni yatırımlar için davalının onayının alınması gerektiği, sözleşmenin 11.1. hükmünde de sözleşmeye konu tesislerin işletme kontrolünün üçüncü bir kişiye sözleşme aracılığıyla veya fiilen bırakılmasının da yasaklandığı, 9.11. maddesinde davacı işleticinin yapması zorunlu olan yatırımların tanımlandığı, bu yatırımların birinci dönem zorunlu yatırımlar ile ikinci dönem zorunlu yatırımlar şeklinde tek tek sayıldığı, davacının dava dışı ...le yapmış olduğu sözleşmelerin konusu, taraflar arasındaki sözleşmenin 9.11. hükmü kapsamında sayılan zorunlu yatırımlar arasında yer almadığı, bu durumda, davacının dava dışı ...le yapmış olduğu sözleşmelerin konusunun yeni bir yatırım niteliğinde olduğu, buna göre davacının yeni yatırım niteliğinde olan bu yatırımlar nedeniyle 9.11.2 hükmü uyarınca öncelikle davalının onayını alması ve davalıyla bu yönde bir sözleşme yapması gerekirken bu yükümlülüğüne uymamak suretiyle sözleşmeyi ihlal ettiği, sözleşmenin 5.2.2. maddesinin, ek. 5.2.2."deki taşınırlar listesinde sayılan taşınırların, kullanımı, kullanım için devri veya alt kiraya verilmesiyle sınırlı olarak kabul edildiği, davacının, dava dışı ... ile yaptığı 28.12.2010 tarihli sözleşme ve 19.02.2011 tarihli ek sözleşmenin; tamamen yap işlet devret modeli olduğu ve işletme hakkını devrettiği, yatırımı dava dışı ..."e yaptırarak, yatırım maliyeti dolayısıyla ..."in ödeyeceği kiranın azaltıldığı ve davalının alacağı pay da azaltılarak ekonomik kayba uğratılmava tevessül edildiği ve bu durumunda "devir yasağı"na aykırılık oluşturduğu, davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal etmiş olması karşısında taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı , davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.