14. Ceza Dairesi Esas No: 2019/4139 Karar No: 2020/1978 Karar Tarihi: 12.03.2020
Çocuğun cinsel istismarı mağdurlar ile "a yönelik - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/4139 Esas 2020/1978 Karar Sayılı İlamı
14. Ceza Dairesi 2019/4139 E. , 2020/1978 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı (mağdurlar ... ile ..."a yönelik) HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan (mağdur sayısınca ayrı ayrı) mahkumiyetine dair Kırıkhan Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27.03.2018 gün ve 2018/50 Esas, 2018/95 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp, 5271 sayılı CMK"nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan incelemede dosya tetkik edildi. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılamada 5271 sayılı CMK"nın 150/3. maddesi gereğince görevlendirilen müdafinin kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunda bulunmasının ardından sanığın vekaletname ile başka bir müdafiyi yetkili kılmasından dolayı baroca tayin edilen müdafinin görevinin sona ermesi nedeniyle temyize hakkı bulunmadığı anlaşıldığından, incelemenin sanığın vekaletnameli müdafisinin temyiziyle sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40/2. madde ve fıkrasında yer alan “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır” ve 5271 sayılı CMK"nın 34/2. madde ve fıkrasında bulunan “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda aynı Kanunun 291/1. maddesindeki temyize ilişkin on beş günlük kanuni sürenin belirtilmesinin yanı sıra süresinde verilen temyiz dilekçesiyle talep edildiği takdirde gerekçeli hükmün tebliğinden işlemeye başlayan yedi günlük süresi içerisinde gerekçeli temyiz dilekçesi verilmesinin zorunlu olduğuna dair CMK’nın 295/1. maddesinin de yer alması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle sanık müdafisinin kanuni süresinden sonra gerekçeli temyiz dilekçesi sunduğundan bahisle vaki temyiz isteminin reddi gerektiği yönündeki tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Tüm dosya kapsamında göre olay günü sanığın, oturdukları apartmana giren on yaşındaki mağdure... ile kardeşi mağdur ..."in peşinden gelmesinin ardından..."ı dizine oturtup, yanağı ile boğazından öperek mağdureye kendisini öptürmesi ve mağdur ..."i dizine oturtup öptükten sonra kendisini öptürmesi şeklindeki fiziksel temas içeren eylemlerinin kısa süreli, ani, kesintili olması ve fiillerin kendiliğinden sonlandırılması da göz önüne alındığında eylemlerin sarkıntılık düzeyinde kaldığı nazara alınarak ilk derece mahkemesince hükümler kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi karşısında, anılan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 12.12.2018 gün ve 2018/3471 Esas, 2018/2034 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmesine, 12.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.