Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12988
Karar No: 2014/10318
Karar Tarihi: 22.05.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/12988 Esas 2014/10318 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/12988 E.  ,  2014/10318 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bursa 2. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 12/02/2013
    NUMARASI : 2011/850-2013/90

    Y.. Y.. ile A.. S.. aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Bursa 2. Aile Hukuk Mahkemesi"nden verilen 12.02.2013 gün ve 850/90 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, 1991 yılında evlenen tarafların boşandığını, evlilik birliği içinde 2008 yılında 138 ada 3 parsel ve 2010 yılında 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazların edinilip davalı adına tescil edildiğini açıklayarak, taşınmazlardan birinin tapusunun iptaliyle vekiledeni adına tesciline, tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması halinde her iki taşınmazın toplam değerinin ½" sinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 28.12.2012 tarihli dilekçesiyle isteğini 81.000 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen; cevap vermemiş ve yargılama oturumlarına da katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kabulü, 81.000 TL"nin 30.000 TL"sinin dava tarihinden ve 50.000 TL"sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 06.03.1992 tarihinde evlenmiş 04.06.2010 tarihinde açılan ve boşanma ile sonuçlanan davanın 05.07.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK"nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM"nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 04.06.2010 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun"un 10. maddesi gereğince, TMK"nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava dilekçesinin içeriği, taraflar arasındaki evlenme tarihi, taşınmazların 09.01.2008 ve 15.03.2010 tarihinde edinilmiş olmasına göre dava, 4721 sayılı TMK"nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK"nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağı belirlenmelidir.
    Mahkemece, 09.01.2008 ve 15.03.2010 tarihinde edinilen taşınmazların sürüm değerinin yarısına katılma alacağı olarak karar verilmişse de, varılan sonuca katılmak mümkün değildir. Şöyle ki, dosyada bulunan tanık beyanlarına ve özellikle aynı zamanda davacının annesi olan tanık S.. Y.. beyanına göre, taraflar Bulgaristan göçmeni olup ilk alınan 138 ada 3 nolu parseldeki binanın 17 numaralı bağımsız bölümünün satın alınma tarihinden önce, davalı kadının 6 yıl boyunca davacının ailesiyle birlikte oturduğu, taşınmazın davalı adına davacının ailesine bakması nedeniyle memnuniyetin ifadesi olarak tescil edildiği ve 145 ada 1 sayılı parsel 11 nolu taşınmazın alımı sırasında davalının ailesinin yardım ettiği saptanmıştır. Bu belirlemeler uyarınca 138 ada 3 parsel 17 numaralı meskenin davacı Yaşar tarafından serbest iradesi ile davalıya devredildiği, yapılan devir işleminin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 285 ve devamı maddeleri (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 234 ve devamı maddeleri) gereğince gizli bağış niteliğinde bulunduğunun kabulü ile bu taşınmaz yönünden davanın reddine; 145 ada 1 parsel 11 numaralı taşınmaz yönünden taşınmazın edinilmesi sırasında davalının ailesi tarafından yapılan yardımın miktarının tespiti ile bu miktarın taşınmazın edinme değerine olan oranının belirlenerek bu oran ile dava konusu taşınmazın sürüm değerinin çarpımı sonucu elde edilecek miktarın davalının kişisel malı olduğu gözönünde bulundurularak bu miktar sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden TMK"nun 236. maddesi uyarınca davacının ½ oranındaki katılma alacağına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Öte yandan TMK"nun 202 ve davamı maddeleri gereğince taraflar arasında mevcut olan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katılma alacağına, taraflarca aksi kararlaştırılmadığından aynı Yasa"nın 239/son maddesi gereğince karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği gözönünde bulundurulmadan faize dava ve ıslah tarihinden itibaren hükmedilmiş olması da doğru değildir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerindedir. Kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.383,20 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 22.05.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, 4721 sayılı TMK’nunca yasal mal rejimi olarak kabul edilen edilmiş mallara katılma rejimi süresi içerisinde edinilen taşınmazlardan kaynaklanan ve TMK"nun 202, 219, 230, 231, 232, 235 ve 236 maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, toplam 81,000 lira katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi ve hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine sayın Daire çoğunluğunca; “…138 ada 3 sayılı parselde bulunan 17 nolu bağımsız bölümün davacı tarafından davalı adına satın alındığı ve gizli bağış niteliğinde bulunduğu, bu nedenle reddi; dava konusu 145 ada 1 sayılı parseldeki 11 nolu bağımsız bölümün edinilmesine ise; davalının ailesi tarafından yapılan yardım miktarının tespiti ile kişisel mal olduğunun belirlenmesi ve taşınmazın sürüm değerinden düşürülmesi kalan bakımından katılma alacağının hesaplanmasına karar verilmesi gerektiği...” görüşüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Çoğunluğun, 145 ada 1 sayılı parselde bulunan 11 sayılı bağımsız bölüme ilişkin bozma yönündeki gerekçeye kural olarak katılmamla birlikte, 138 ada 3 parseldeki 17 sayılı bağımsız bölüme ilişkin bozma gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır.
    Taraflar, 06.03.1992 tarihinde evlenmiş, 02.06.2010 tarihinde açılan ve kabulle sonuçlanan boşanma davasının 05.07.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Dosya arasında bulunan tapu kayıtlarına göre, 138 ada 3 sayılı parseldeki mesken 09.01.2008 tarihinde (1. ev), 145 ada 1 sayılı parseldeki 11 nolu bağımsız bölüm ise 15.03.2010 tarihinde (2. ev) davalı adına satın alınmış ve halen davalı adına kayıtlı bulunmaktadır. Kural olarak, her iki meskende edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu süre içerisinde alındıklarında ve aksi de TMK"nun 222. maddesi gereğince kanıtlanamadığından TMK"nun 219. maddesi gereğince, her iki taşınmazın edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekir.
    Saptanan bu olgu karşısında, 10.05.2012 tarihli yargılama oturumunda dinlenen davacının ablası ve tanığı F.. K..’nun beyanı ile 06.07.2012 tarihli yargılama oturumunda dinlenen davacının annesi ve tanığı S.. Y..’ın beyanları esas alınarak 138 ada 3 sayılı parseldeki meskenin bağış niteliğinde olduğu çoğunluk tarafından kabul edilmiştir. Tanık F.. K.. beyanın da, “…tarafların evlilik birliği devam ederken çalıştıklarını, kardeşinin firmalarda yurt dışı nakliye işlerinde tır şoförlüğü yaptığını, karısı davalının da çaycılık ve temizlik işlerinde çalıştığını fabrika iş, yaptığını, annesinin kardeşine verdiği 5000 Mark ile 1. evin alındığını, esasen müşterek çocuk Mustafa adına alınmış olduğunu, 2. evinde Hüseyin’nin olması gerektiği düşüncesiyle alındığını ve her iki evin davalı adına tapuya bağlandığını bildirmiş, tanık S.. Y.. ise, gelininin ev hanımı olduğunu, ev alsınlar diye oğluna 5000 Mark verdiğini, kendisinin de Beşevler’deki anasınıfında hademelik yaptığını, Bulgaristan’dan göçmen olarak geldiklerini, 6 sene aynı evde birlikte yaşadıklarını, gelininin o zamanlar kendilerine iyi davrandığını, bu yüzden alınan evin gelini adına tapuda yazdırdıklarını, tarafların birkaç yıl sonra 2. ev aldıklarını, 2. ev alınırken gelininin annesi ve babasının da taraflara yardımcı olduğunu, ancak ne kadar para yardımında bulunduklarını bilmediğini, bu evinde davalı adına tapuya kaydedildiğini açıklamıştır.”
    Yukarıda yapılan açıklamalar ve çoğunluğun dayandığı her iki tanığın beyanları davacı ile olan yakınlıkları, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacı koca Yaşar Yılmaz’ın 138 ada 3 sayılı parselde bulunan meskenin davalı eşi adına alırken, bu alımda bağış irade ve kastının olduğunu açıklayan herhangi bir ibareye ya da beyana rastlanılmamaktadır. Bağışın olması için, davacıda bağış irade ve kastının oluşmuş olması gerekir. Kaldı ki, böyle bir iddia davacı tarafından da ileri sürülmemiştir. Evlilik süresi içinde 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen taşınmaz, edinilmiş mal olup, kural olarak varlığını korumaktadır ve mal rejiminin tasfiyesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Aile birlikteliği içerisinde edinilen taşınmazların ya da malların eşlerden biri adına alınması ve tapuya kayıt edilmesinin temelinde, “eşlerin birlikte yaşamak, birbirine sadık kalma ve yardımcı olmak zorunluluğunun bir gereği olduğu” gözden uzak tutulmamalıdır. Bu konuda, evliliğin genel hükümlerinin (TMK.m.186.vd) gözardı edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu bakımdan, 138 ada 3 sayılı parselde bulunan bağımsız bölümünde edinilmiş mallara katılma rejimi süresi içerisinde alındığı ve TMK"nun 219. maddesi gereğince edinilmiş mal olarak kabul edilerek, davacının annesinin gerçekten kendisine bu 1. evin alınması sırasında 5000 Mark yardım etmiş ise, edinilmiş malın borcu ve davacının kişisel malı olduğu gözetilerek hesaplama da gözönünde bulundurulmalıdır. Açıklanan nedenlerle 138 ada 3 parselde yer alan meskenin davalıya yapılan bağış niteliğinde olduğu biçimindeki bozma gerekçesine katılamıyorum.
    Bundan ayrı, davalı vekili, temyiz dilekçesinin 3, 4 ve 5 nolu bentlerinde; "...evlerden birinin vekil edeninin annesine ait olduğunu, daha önce İstanbul’da oturduklarını, Bursa’ya taşınmak amacıyla anne ve babası tarafından alındığını, vekil edeninin annesi Z S.’nin ............ sayılı TC. kimlik numarası ile tapu kayıtları üzerinde inceleme yapıldığında bu durumun ortaya çıkacağını, İstanbul GOP ilçesindeki ev satılarak, akabinde kızı adına Bursa’daki evin alındığını," ileri sürdüğüne göre mahkemece, bu husus üzerinde durulması, gerçekten davalının annesi tarafından satılan evden elde edilen para ile davalı adına Bursa’da ev alıp almadığının, satılan ve alınan evlere ait tapu kayıtları ile resmi satış akit tablolarının getirtilerek hayatın olağan akışı ilkesi de gözönünde bulundurularak değerlendirilmesi, davalı adına kayıtlı bulunan iki evden hangisinin bu yoldan alındığının saptanması, doğruluğunun ortaya çıkması durumunda kişisel mal niteliğinde bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması (TMK.m.220) ondan sonra işin esası bakımından her iki taşınmaz yönünden katılma alacağının değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yapılan bozma gerekçesine açıkladığım nedenlerle kısmen değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 22.05.2014

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi