19. Ceza Dairesi 2015/27953 E. , 2018/2694 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat, Şikayet Hakkının Düşürülmesi
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1-Sanık ... hakkında İİK’nın 337. maddesine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede,
Şirket yetkili olmadığı anlaşılan sanık ... hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasına “suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat” ibaresi eklenmek suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İİK’nın 333/a maddesine ilişkin olarak kurulan hükümlere yönelik incelemede,
Sanıkların üzerine atılı “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcunu ödememesi” suçunun takibi şikayete bağlı olup, bu suçta suç tarihinin, icra takibinin kesinleştiği 21/04/2009 tarihi olduğu anlaşılmakla, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 347. maddesinde düzenlenen ”şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer” hükmü karşısında, şikayetçi vekilinin İİK’nın 347. maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süreden sonra 25/03/2013 tarihinde şikayette bulunulması nedeniyle, mahkemece sanıklar hakkında şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, tebliğnameye aykırı olarak İİK"nın 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının DÜŞÜRÜLMESİNE,
3-Sanık ... hakkında İİK’nın 337. maddesine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede,
1-Sanığa tebliğ edilen duruşma davetiyesinde İİK"nın 349. maddesinin 5. fıkrasına uygun olarak, duruşmaya gelmediği takdirde yargılamanın yokluğunda yapılabileceğine ilişkin açıklamanın yerine CMK"nın 176/2, 98/3 ve 206/1. maddesine göre yapılan tebligat yeterli görülüp savunma hakkının kısıtlanması,
2-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih, 2011/505, 509, 513 E, 21/02/2012 tarih, 2011/506, 510, 511, 621 E sayılı kararlarında açıklandığı üzere “tacir sayılan limited şirketlerin, temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, sorumlu oldukları şirketlerin ticareti terk etmeleri halinde; İcra İflas Kanunu"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisnaya yer verilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Kanun"un 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına bir engel bulunmadığı" yönündeki ulaşılan sonucun zaman içerisinde yerleşik uygulamaya dönüşmüş olması, ticareti terk eden tacir açısından; muhatapların haklarını korumaya yönelik olarak İİK"nın 44. maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, Ticaret Sicili Memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete"de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan etme ve ilan masraflarını da ödeme yükümlülükleri yüklenmiş, bu yükümlülüklere aykırı davranmanın yaptırımı ise İİK’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş olup, takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun;
1- İİK"nın 44. maddesine göre mal beyanında bulunulmaması,
2- Mal beyanında mevcudun eksik gösterilmiş olması,
3- Aktifte yer alan malın veya yerine kaim olan değerin haciz veya iflas sırasında gösterilmemesi,
4- Mal beyanından sonra, beyan edilen bu mallar üzerinde tasarruf edilmesi” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması gibi...) gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması;somut olayımızda bu eylemden dolayı şikayetçi olan müştekinin zarar gördüğünün dosya içeriğinden anlaşılması karşısında; şikayete konu icra takip dosyasında 05/03/2010 tarihinde yapılan hacze ilişkin tutanakta borçlu şirketin ticari faaliyetine son verdiğine dair bir tespit bulunmadığından yargılamaya devam edilerek, borçlu şirketin bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden şikayetin süresinde olup olmadığının tespiti için resen terk işlemi yapılıp yapılmadığı sorulup şikayet süresinde ise şikayet tarihi itibarıyle son beyanname örnekleri getirtilerek incelenip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine,13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.