22. Hukuk Dairesi 2014/32843 E. , 2016/6242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... Belediye Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalı Belediyeye ait işyerinde, davalı şirketin işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve ödenmeyen ücret alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı şirket vekili, husumet itirazında bulunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Belediye vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def"inde bulunarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya içireği ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Kanun"un 32. maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye ... ... Bakanlığı,... Bakanlığı ve ...Müsteşarlığından sorumlu ... Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli şartların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde altı aylık ücretinin ödenmediğini iddia etmiş ancak beş aylık ödenmeyen ücretinin tahsilini istemiş, ücretlerinin hangi aylarda ödenmediğini açıklamamıştır. Banka kayıtlarına göre, davacıya eksik ve düzensizde olsa ücret ödemeleri yapıldığı görülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporundada, davacıya hangi aylarda eksik ödeme yapıldığı veya ücret ödemesi yapılmadığı denetlemeye elverişli şekilde açıklanmayarak, beş aylık ödenmeyen ücret alacağı hesaplanmıştır. Bu durumda, davacının, ücretlerinin hangi aylarda ödenmediğine dair beyanı alınarak, alınacak beyan ve banka kayıtları karşılaştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.