15. Ceza Dairesi 2016/3343 E. , 2018/8447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 204/1-3, 62, 53.
TCK"nın 158/1-d, 62, 52, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve o yer Cumhuriyet Savcısı; nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."ın suç tarihinde temyize gelmeyen sanık ..."in vesayeti altında olan kayınvalidesi’dan aldığı Alanya 4. Noterliğince düzenlenen 25.08.2009 tarih ve 18990 yevmiye numaralı vekaletname ile İzmir İli Ödemiş İlçesi ..Mahallesi 22 pafta 1324 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde katılan lehine 10/09/2009 tarihinde 100.000 bedelli ipotek tesis ettiği, ipotekle teminat altına alınan borç ödemeyince katılan vekili aracılığıyla Nazife aleyhine takip başlatıldığı ve sanık ..."in annesinin kısıtlı olduğundan bahisle ipoteğin fekki davası açtığı, Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/141 Esas ve 2012/171 Karar numaralı kararıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun 13.02.2012 tarihli raporu uyarınca’ın Alanya 4. Noterliğinin 25.08.2009 tarihli vekâletnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetini haiz olmadığı yönündeki raporu doğrultusunda ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, sanığın bu suretle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Dava konusu iddianemedeki suçların vasıf ve nitelendirilmesi itibarıyla suçtan zarar görme ihtimali bulunan müşteki"ın vesayet altında olduğu ve vasisi olan sanık ..."le aralarında menfaat çatışması olduğu da gözetilerek, barodan vekil tayin edilerek, usulüne göre duruşma ve davadan haberdar edilmesi, davaya katılmak isteyip istemediğinin sorulması ve 5271 sayılı CMK"nın 234. maddesi uyarınca tanınan diğer haklardan yararlanma imkanı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmışsa da, UYAP sisteminden yapılan sorgulamada müşteki"ın 23/07/2014 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, bu husus telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanık savunması, katılan beyanı ve tüm dosya kapsamından sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek sahtecilik suçunu işlemiş olması karşısında, sanık hakkında TCK"nın 43. madde hükmü uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın ve o yer Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
II-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığın aşamalarda alınan savunmasında, ile ortak iş yapacaklarını ve mal almak için ipotek tesis ettiğini ancak işi kuramayıp, mal ve para almadığını; katılanın ise, sanıklarla çelik kapı satışı nedeniyle ticari ilişkilerinin bulunduğunu, yüklü miktarda çelik kapı sattığını iddia etmeleri karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için öncelikle beyanlarda adı geçen "nın açık kimlik bilgilerinin tespitiyle tanık sıfatıyla dinlenmesi, taraflar arasında olduğu ileri sürülen ticari ilişkiye ilişkin evrakların bulunması halinde dosyaya sunulmasının sanık ve katılandan istenmesi, gerektiğinde katılan hakkında müşteki Nazife"ye yönelik nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden kamu davası açtırılıp dosyaların birleştirilip, tüm deliller bir arada değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, 22/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.