Mahkemesi : Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddi


Davacı vekilinin 26.03.2014 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle gözaltına alındığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın reddi kararı, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davacının, silahlı terör örgütüne üye olma ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet etme suçlarından 14.02.2007 – 17.02.2007 tarihleri arasında gözaltına alındığı, her iki suç yönünden de ... Ağır Ceza Mahkemesine ceza davası açıldığı, yargılama sonunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/293 Esas – 2011/53 Karar sayılı ilamı ile, terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedildiği, 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçu nedeniyle ise görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın tefrikine karar verildiği, terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünün Yargıtay 9. Ceza Dairesince bozulması üzerine sanığın (davacının) ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/89 Esas – 2013/141 Karar sayılı ilamı ile terör örgütüne üye olma suçundan beraatine hükmedildiği ancak 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçu nedeniyle verilen görevsizlik kararı gereğince ... Asliye Ceza Mahkemesi, 2011/1399 Esas -2014/35 Karar sayılı dosyasında yargılama sonunda 18.02.2014 tarihinde sanık (davacı) hakkında CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verdiği, bu aşamadaki hükmün davacı bakımından herhangi bir sonuç doğurmadığı, davacı bakımından dayanak mahkeme hükmünde belirtilen 5 yıllık deneme süresi sonunda davanın düşmesine karar verilmesi halinde gözaltında kalınan süre için süresinde dava açılması halinde tazminat talep edilebileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemekle,
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hüküm fıkrasında uygulama maddesinin gösterilmemesi, davacının tazminat talebi reddedilmiş olsa bile, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talepli davaların niteliği gereği davacıdan red harcının alınamayacağının gözetilmemesi ve davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, davalı hazine yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken dilekçe yazma ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1. bendinde yer alan “reddine” ibaresinden önce gelmek üzere “ 6100 sayılı HMK"nın 294. ve devamı maddeleri gereğince” ibaresinin eklenmesi, hükmün 2. bendinin hükümden bütünüyle çıkartılarak yerine 2. bent olarak “Davacıdan red harcı alınmasına yer olmadığına” ibaresinin yazılması ve hükmün 4. bendinin hükümden bütünüyle çıkartılarak yerine 4. bent olarak “Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesine göre karar tarihinde geçerli olan 3.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı hazineye verilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.