20. Hukuk Dairesi 2014/9585 E. , 2015/436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... mevkii 243 ada 3 parsel sayılı 6120,50 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle, öncesinde dava dışı 243 ada 1, 2 ve 4 sayılı parseller ile bir bütün halinde ... zilyetliğindeyken, kızları ..., ... ve ...’e bağışladığından söz edilerek davalılar adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki devlet ormanı olduğu, tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parselin tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 02.12.2010 gün 2010/13248 - 15056 sayılı kararı ile onanmıştır.
Dairemiz onama kararında özetle; “...Çekişmeli parselin orman içi açıklığı olduğu, Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu, orman kadastrosu sınrıları dışında bırakılsa bile zilyetlikle edinilemeyeceği...” gereğine değinilmiştir.
Daire kararına karşı, davalı gerçek kişiler vekili karar düzeltme kanun yoluna başvurmuş olup, Dairece 25.09.2012 gün 2012/8158 - 10603 sayılı karar ile özetle “...bilirkişi orman yüksek mühendisi gerekçeli raporunda çekişmeli taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafında açık alanda göründüğü, ancak; 1967 yılında kesinleşen orman kadastrosunda (A) harfi ile gösterilen bölümün orman sınırları dışında, (B) harfi ile gösterilen bölümün orman sınırları içerisinde kaldığını bildirdiği, aynı adadaki diğer parsellerin bir bölümünün gerçek kişiler adına tespitinin kesinleştiği ve tapuya tescil edildiği, hâkimin genel hukuk bilgisi ile çözemeyeceği, teknik konularda bilirkişi deliline başvurabileceği, hâkimin sunulan bilirkişi raporları ile bağlı olmayıp, bu raporları iddia ve savunma doğrultusunda serbestçe takdir ederek karar vereceği, hâkim tarafından keşif ve bilirkişi raporlarını yeterli olmadığı belirlendiği taktirde yapılacak işin, tarafların istemi halinde bilirkişilerden ek raporlar almak ya da, yeniden keşif yaparak bilirkişi raporları almak olduğu, hâkimin yeterli olmadığını düşünerek keşif ve bilirkişi deliline başvurduğu konularda, bu delilleri yok sayarak, aynı konularda yaptığı kendi değerlendirmelerine dayalı olarak hüküm veremeyeceğinden, bir harita kadastro mühendisi ve bir orman yüksek mühendisi bilirkişi eliyle yeniden keşif yapılarak arazi kadastro paftası ile 1967 yılında kesinleşen orman kadastro haritası ölçekleri eşitlenmek suretiyle çakıştırılıp,
çekişmeli 243 ada 3 sayılı parselin kesinleşen orman sınırları içerisinde kalan bölümü belirlenip, bilirkişilerce infaza elverişli krokinin düzenlettirilmesi ve orman sınırları içerisinde kalan bölüme yönelik Orman Yönetiminin davasının kabulüne, orman sınırları dışında kalan bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi...” gereğine değinilerek, Daire onama kararı kaldırılmış ve mahkeme hükmü bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabul kısmen reddine ve çekişmeli parselin 20.08.2014 havale tarihli orman ve harita bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 5070,99 m² bölümün aynı ada ve parsel numarasında tesbit gibi davalılar adına tapuya tesciline,
Aynı rapor ve eki krokide (B) harfi ile gösterilen 1049,51 m² bölüme ilişkin tesbitin iptali ile bu bölümün aynı adada başka parsel numarası verilerek ve orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 27/01/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.