11. Hukuk Dairesi 2014/13190 E. , 2014/20160 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/05/2014 tarih ve 2011/41-2014/117 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili ve katılma yoluyla davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava konusu meblağ 19.292 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, araba lastiği üreten müvekkilinin dünya çapında tescilli "..." ibareli markası bulunduğunu, davalı şirket adına aynı ibarenin 2002 yılında 7, 9 ve 12. sınıf emtia yönünden marka olarak tescil edildiğini, davalının markası nedeniyle müvekkilinin ibareyi Türkiye"de tescil ettiremediğini, ancak davalının 12. sınıfta markasal kullanımı bulunmadığını ileri sürerek, davalının 2002 10720 sayılı markasının 12. sınıfta yer alan malların tamamı yönünden kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş; karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin davaya konu markayı ciddi şekilde kullandığını savunmuş; karşı davada davalının, "..." markasının Türkiye"de haklarının müvekkiline ait olduğunu bildiği halde markayı iç piyasaya sürdüğünü ileri sürerek, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, müvekkilinin uğradığı maddi zararlarına karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kullanmama nedenine dayalı hükümsüzlük davalarında ispat yükünün markayı kullandığını iddia eden marka sahibine ait olduğu, davalının markayı 12. sınıftaki bir kısım emtia üzerinde kullandığı, diğer emtia üzerinde kullanmadığı, davalının 12. sınıftaki bazı malları satması söz konusu ise de bunların "..." markasını değil başka markaları taşıdığı, davalının markasını ciddi ve pazar payı yaratacak şekilde kullanımının sadece koltuk kılıfları, taşıtlar için hırsız alarmları ve araç kapıları-pencereleri için açma kapama (merkezi kilit) tertibatları ile sınırlı olduğu, markanın fatura üzerinde yer almasının fatura kapsamındaki mal üzerinde bu markanın kullanıldığını göstermeyeceği, karşı dava yönünden davacı-karşı davalı markasının karşı davacı marka tescil belgesinde yer alan emtia üzerinde kullanıldığına dair herhangi bir delil ibraz edilemediği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davalı adına kayıtlı 2002/10720 no"lu ... ibareli markanın 12. Sınıfta yer alan koltuk kılıfları, taşıtlar için hırsız alarmları ve araç kapıları ile pencereleri için otomatık olanlar dahil açma kapama tertibatları emtiası hariç olmak üzere 12. Sınıfta yer alan diğer tüm emtia bakımından kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne ve yukarıda sayılan emtialar
dışındaki 12. Sınıftaki diğer emtianın tescil kapsamından terkinine, koltuk kılıfları, taşıtlar için hırsız alarmları ve araç kapıları ile pencereleri için otomatik olanlar dahil açma kapama tertibatları yönünden ise hükümsüzlük talebinin reddine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili ve katılma yoluyla davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar 556 sayılı KHK"nın 42/1-c bendi Anayasa Mahkemesinin 09.04.2014 gün 147/75 sayılı kararı ile iptal edilmiş ise de mahkeme kararının aynı KHKnın 14. maddesi uyarınca dava konusu markanın bahsi geçen hizmetler bakımından iptal ve sicilden terkini olarak anlaşılacağının tabi bulunmasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı-karşı davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz istemine gelince; davalı-karşı davacı vekilinin temyiz dilekçesi davacı-karşı davalı vekiline 03.07.2014 günü tebliğ edilmiş ve hüküm yasal 10 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 15.07.2014 tarihinde katılma yoluyla temyiz edilmiştir. 1086 sayılı HUMK"nın 432/4. maddesi uyarınca süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da bu yöne bir karar verebileceğinden, davacı-karşı davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin katilma yoluyla temyiz isteminin REDDİNE, davacı-karşı davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, istek halinde aşağıda yazılı 25,20 TL harcın temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 22/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.