Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/16184
Karar No: 2016/8191
Karar Tarihi: 31.05.2016

Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/16184 Esas 2016/8191 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından mahkumiyet kararı verilen sanığın temyiz başvurusunu değerlendirdi. Kararda, \"kuşkudan sanık yararlanır\" ilkesine vurgu yapıldı ve suçun kesin bir şekilde ispat edilmesi gerektiği belirtildi. Sanığın suçlu olduğuna dair somut ve kesin delil bulunmadığı, tanığın tahminine dayalı anlatımından ibaret olduğu ifade edilerek, mahkumiyet kararının bozulması gerektiği sonucuna varıldı. Ayrıca, sanığın cezasının infazı sırasında birtakım haklarının kısıtlanması konusunda TCK'nın 53. maddesinde yapılan değişikliğe dikkat çekildi. Sonuçta, mahkeme kararı bozuldu. Kanun maddeleri ise TCK'nın 53/1. maddesi ve CMK'nın 223/2-e maddesi.
17. Ceza Dairesi         2015/16184 E.  ,  2016/8191 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkumiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorik de olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. İhtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en temel amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir, o halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Her hukuk devletinde kabul edilen ve masumluk karinesi ile sıkı bir ilgisi bulunan şüpheden sanık yararlanır (in dubio pro reo) ilkesine göre yapılan ceza muhakemesinin sonunda fiilin sanık tarafından işlendiğinin yüzde yüz açıklığa ulaşmaması halinde mahkumiyet kararının verilemeyeceği, T.C. Anayasının 38/4. maddesi ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi"nin 11. maddesi, İnsan Hakları ve Avrupa Sözleşmesi"nin 6/2. maddesi, Medeni ve Siyasi haklar Sözleşmesi"nin 14/2. maddelerinde açıkça kabul edilmiş olup, bu ilkenin dayanağını, bir suçlunun cezasız kalmasının, bir masumun mahkum olmasına tercih edilmesi gerektiği esasının oluşturduğu kabul edilmekle;
2-Dosya kapsamından, 19.10.2012 günü tespit edilemeyen bir vakitte, müştekinin ikamet giriş kapısında herhangi bir zorlama olmaksızın içeri girilerek, LCD televizyonun çalındığı, müştekinin müracaatında, sabah evden çıkarken anahtarı iki kez çevirdiği, geri döndüğünde ise bir kez çevirmek suretiyle kapıyı açtığı, ... isimli karşı komşusunda, kendisi bu evi kiralamazdan evvel ikametinin anahtarının bulunduğu, ondan şüphelendiğini söylemesi üzerine yakalanan ve hakkında beraat kararı verilen ..."ın, atılı suçlamayı kabul etmediği, müştekiden önce burada bir arkadaşının oturduğu, arkadaşının sadece bahçenin anahtarını kendisine verdiği, arkadaşı evden ayrıldıktan sonra da anahtarı ev sahibine teslim ettiği, atılı suçlamayı kabul etmediği, ancak olay günü eşinin, sanığı elinde çarşafa sarılı bir şeyle giderken görmüş olduğu yolunda beyanda bulunduğu, tanık ..."ın, soruşturma aşamasında, mahalleden tanıdığı sanık ile yaşı küçük iki çocuğu ellerinde çarşafa sarılı büyükçe bir şeyi götürürken gördüğünü söylediği, bu yolla yakalanan sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği, sanık ... ile bir alışverişten dolayı aralarında husumet bulunduğu, bekar yaşadığı için kirli çamaşırlarını yıkamaya götürmüş olabileceği kesinlikle hırsızlık suçunu işlemediğini beyan ettiği, tanık ..."ın, yargılama aşamasında ise sanığın elindeki eşyanın, televizyon olduğunu zannetmediği, küçük bir eşya taşıdığını, mahkemedeki beyanının daha doğru olduğunu söylediği, eldeki delillerle sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmakla, tanık ..."ın, sanığı müştekinin ikametine girerken veya ikametten çıkarken gördüğüne ilişkin doğrudan bir anlatımının olmadığı, beze sarılı eşyanın, müştekiden çalıntı televizyon olup olmadığına dair bir iddiasının da bulunmadığı, yargılama aşamasında da sanığın taşıdığı beze sarılı eşyanın televizyon olduğunu zannetmediğini ifade ettiği, bu anlamda hırsızlık olayına ilişkin herhangi bir görgü tanığı olmadığı, tanığın soruşturma aşamasında tahminine dayalı anlatımından sanığa ulaşıldığı, suça konu eşyanın sanıktan ele geçirilmediği gibi sanığın da suçlamayı inkar ettiği ve tanık ve onun eşi olan, birlikte yargılandıkları ..."a yönelik husumet iddiasında bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli derecede kesin ve somut nitelikte her türlü şüpheden uzak, inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de,
2-Kasten işlemiş olduğu hırsızlık suçu nedeniyle hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması ile ayrıca T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ün temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 31.05.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.





Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi