12. Ceza Dairesi 2019/760 E. , 2021/1373 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Askeri Ceza Kanununun 146. maddesi atfıyla TCK"nın 85/2, 62. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Silahı hakkında dikkatsizlik, emir ve talimatlara riayetsizlik sonucu taksirle öldürme, askeri eşyayı gizlemek ve emre itaatsizlikte ısrar suçlarından P.Er olarak vatani hizmetini yapan sanık hakkında Isparta Dağ, Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Savcılığının 27/01/2010 tarihli iddianamesi ile Isparta Dağ, Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Mahkemesi nezdinde kamu davası açıldığı, 30/12/2011 tarih 2011/352 esas- 2011/456 sayılı kararıyla sanığın bilinçli taksirle öldürme ve askeri eşyayı gizlemek suçundan mahkumiyetine, emre itaatsizlik suçu bakımından ise beraatine karar verildiği, anılan kararın sanık müdafii, katılan ... ve bir kısım katılanlar vekili tarafından temyiz edildiği, dosyanın Askeri Yargıtay’a gönderilmesi sonrasında Askeri Yargıtay 4. Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi neticesinde 18/03/2014 tarih ve 2014/299 esas - 2014/289 karar sayılı ilamı ile taksirle öldürme suçu bakımından kurulan hükmün " Gerekçeli hükmün 17. sayfasındaki, maddi olayın oluş şekline ilişkin "...sanığın...dikkat çekmek veya düşerken elinin tetiğe değmesi sonucu havaya dikkat çekmek amaçlı ateş etmeden önce kazaen tetik düşürmek suretiyle silahin ateş almasına sebep olduğu..." şeklindeki kabule ne şekilde varıldığının; denetime imkan verecek şekilde ortaya konulmaması" sebebiyle, askeri eşyayı gizlemek suçu bakımından "23/01/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/01/2013 tarihli, 2013/80-16 Esas ve Karar sayılı iptal kararının değerlendirilmesi zorunluluğu" sebebiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, Isparta Dağ, Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından kurulan 18/11/2014 tarih 2014/268 esas- 2014/393 sayılı kararıyla bilinçli taksirle öldürme suçu bakımından ilk hükmünde direnme kararı verdiği, hükmün sanık müdafii, katılan ... ve bir kısım katılanlar vekili tarafından temyiz edildiği, dosyanın Askeri Yargıtay’a gönderildiği ve Askeri Yargıtay Daireler Kurulu tarafından yapılan inceleme neticesinde "mahkeme tarafından yapılan kabulün somut olaya ilişkin olasılıkların ortaya konulması amacıyla yapılan açıklama niteliğinde olduğu, bu nedenle mahkumiyet hükmünün gerekçesinin yeterli olduğu" belirtildiği ancak "esaslı işlemlerin yapıldığı 08/03/2011, 29/03/2011, 26/04/2011 ve 23/08/2011 tarihli duruşma tutanaklarında mahkeme adının bulunmaması" sebebiyle direnilmek suretiyle verilen mahkumiyet hükmünün usul yönünden bozulmasına karar verildiği, bozma ilamı üzerine yargılama yapan Isparta Dağ, Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından bozma ilamına uyularak kurulan 06/12/2016 tarih 2015/308 esas- 2016/389 sayılı kararıyla sanığın eyleminin basit taksir vasfında olduğunun kabulü ile bu kez basit taksirle öldürme suçu bakımından mahkumiyetine karar verildiği, hükmün sanık müdafii ve katılan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın Askeri Yargıtay’a gönderildiği, sonrasında 27.04.2017 tarih ve 30050 sayılı Resmi Gazetenin Mükerrer sayısında yayımlanan Yüksek Seçim Kurulunun 27.04 2017 tarihli ve 663 sayılı kararına göre 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun halk oylaması sonucu kabul edildiğinin ilan edildiği, Anayasa değişikliği uyarınca askeri mahkemelerin kaldırıldığı, 926 sayılı Kanuna eklenen geçici 45. madde ile Askeri Mahkemelerde bulunan dosyaların ne şekilde devredileceğinin düzenlendiği buna göre de Askeri Yargıtay’da bulunan dosyaların Yargıtaya devredileceğinin hüküm altına alındığı, dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın da aralarında bulunduğu 2. Komando Eğitim Bölüğünün, icra edeceği mağara ve sığınak araması eğitimi için, olay günü saat 08.45 sularında nizamiyeden çıkış yaparak, en önde 2. takım, arkasında 1. takım ve onun da arkasında 3. takım olacak şekilde, birerli kol düzeninde intikale başladığı, eğitimin icra edileceği Çeşme bölgesindeki Büyükhacılar Köyü yakınında bulunan Kayalıtepe batı sırtları mevkiine gelindiğinde, 2. takımın eğitim düzeni almak için durması üzerine, diğer takımların da patika yol üzerinde bulundukları yerlere hat düzeninde olacak şekilde çökerek oturdukları, 1. takım 11. kol"da görevli olan sanık P.Er ..."in zimmetli Bixi makinalı tüfeğinin yanında olduğu, oturduktan sonra sigara yakıp içtiği sırada, oturduğu yerden "hava değişimi almak istiyorum" diye bağırdığı, bu sırada 1. takımın ön tarafında bulunan P.Uzm.Çvş. ..."ın bunu duyarak, kimin söylediğin sorduğu, sanığın hemen yanında bulunan P.Komd.Er ..."ı göstererek "Komutanım bu söyledi" dediği, ancak P.Komd.Er ..."ın "Komutanım ben söylemedim, İsmail söyledi" demesi üzerine P.Uzm.Çvş. ..."ın sanığı yanına çağırıp konuşarak tavsiyelerde bulunduktan sonra yerine gönderdiği; sanık dönüp yerine oturduktan 1-2 dakika sonra, sanığın kısmi ikrarı ile sabit olduğu üzere dolu şarjör takılı, kurma kolu çekilip bırakılmak suretiyle tam dolduruş haline getirilmiş ve emniyeti açık vaziyette bulunan tüfeğin kazaen tetik düşürmesi sonucu bir el ateşlendiği, sanığın "Arka taraftan ateş ettiler, mermi kulağımın yanından geçti, yere yatın" diye bağırdığı, bunun üzerine, askerlerin yere yatarak tam siper yaptıkları, o sırada bağrışmalardan, sanığın sol tarafında 7-8 metre mesafede oturmakta olan P.Komd.Er ... ile P.Komd.Er ..."un yaralandıkları anlaşılınca; P.Uzm.Çvş. ..."ın "yaralı var" diye bağırarak yaralıların yanına koştuğu, P.Komd.Er ..."un yarasının ağır olduğunu ve kan kaybettiği görülünce ambulans istenmekle birlikte, durumunun ağır olması nedeniyle yoldan geçmekte olan sivil bir araçla tugay revirine sevk edildiği, yaralı askerleri bekleyen doktorların, ilk mudahaleyi revir önünde sivil aracın içinde yapmalarını müteakip P.Komd.Er ..."un ve P.Komd.Er ..."ın Askeri Hastaneye sevk edildikleri, P.Komd.Er ..."un hastanede acil olarak ameliyata alındığı, ameliyat sonrası S.D.Ü Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Anestezi Yoğun Bakım Servisine sevk edilmekle birlikte kurtarılamayarak, saat 18.00 sularında vefat ettiği, yapılan klasik otopside "ölenin vücudunda bir adet ateşli silah mermi çekirdeği girişi bulunduğu, mermi çekirdeğinin, vücuda sağ uyluk üst lateral kısımdan girdiği; sağ femoral arter sağ iliak ven, mesane kubbesi, çekum, ileum, rektosigmoid kolon ve sol iliak vende yaralamaya neden olduğu; sol iliak kanat iç kısmında elde edildigi ve kesin ölüm sebebinin, ateşli harp silahı yaralanmasına bağlı büyük arter ven ve iç organ yaralanmalarıyla birlikte iç ve dış kanama sonucu gelişen, solunum ve dolaşım durması olduğunun" tespit edildiği; mağdur P.Komd.Er ..."ın ise, sol diz medialinde 1 cm. genişliğinde muhtemel mermi giriş deliği ve sol diz lateralinde 1 cm. genişliğinde muhtemel mermi çıkış deliği olduğu; yumuşak doku travmasi geçirdiği tespit edilerek, ortopedi servisine yatırıldığı ve 3 gün sonra taburcu edildiği, Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığınca düzenlenen uzmanlık raporundan, anılan silahın atışa mani mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, emniyet sisteminin sağlam ve işler durumda olduğu; laboratuarda yapılan deneme, mukayese atışlarında çap ve tipine uygun fişekleri patlattığı ve gönderilen boş kovanın ve otopsi sirasinda ölenin vücudundan çıkartılan mermi çekirdeğinin, sanığa zimmetli bixi makineli tüfekten atıldığının tespit edildiği olayda;
Sanığın savunmaları doğrultusunda silah üzerinde yapılan incelemeler neticesinde bilirkişi ... ve ..."in alınan beyanlarına göre, sanığın olayda kullandığı silahın kurulabilmesi yani silaha mermiyi yerleştirilebilmesi için emniyetinin açık olması gerektiği, emniyet açık olmadan mekanizma kolunun geriye çekilebileceği, ancak mekanizmanın kurulamayacağı, mayonlu mermi veya tek mermi mayon yatağına yerleştirilerek ya da tek mermi namlu atım yatağına yerleştirilerek bu şekilde kurulu silah tetiğe basılmak suretiyle tüfeğin mermiyi ateşleyeceği, tetiğe basıldığında da şerit yatağındaki ya da atım yatağına konulmuş olan mermiyi ileri giden mekanizma içindeki iğne, kovan dip tablasındaki kapsüle garpmak suretiyle ateşleme sağlandığı, bu silahla mermi mayon yatağında veya namlu atım yatağında iken mayon yatağındaki boşluğa bez konulabileceği, aynı şekilde gövdenin içerisindeki boş kovan atma yatağı kapağı kaldırılarak da bez konulabildiği, bu silahin G-3 ve benzeri silahlardan farkının mekanizma ileri giderken mermiyi alip namlu yatağına sürüp ondan sonra iğnenin ateşleme yaptığı, diger G-3 gibi silahlar atım yatağına mermi yerleştikten sonra tetiğin çekilmesini müteakip iğnenin ateşleme yaptığı, silahın bu kısmına bez konulduğu takdirde bu bölge silahın çalışma sisteminin parçası olduğundan çalışmasını engelleyeceği, bu takdirde silahın tutukluk yapacağı, mekanizmanın geriye çekilip bırakılması durumunda arazi şartlarında çok fazla ses çıkarmadığından duyulmayabileceği, kurulmuş bir şekilde sağlam bir bixi silahının yere düştüğü takdirde patlamayacağı, yere düştüğünde patlaması için tetik manivelasının kırık olması gerektiği ancak bu silahı kontrol ettiklerinde manivelasının kırık olmadığı, sağlam ve çalışır vaziyette olduğunu belirttikleri, böylelikle sanığın savunmasında "namlusunu sağ omzuna, dipçiğini de sağ baldırının yanına koyduğunu söylediği silahın namlusunun solunu gösterecek şekilde yere düşerek patladığı, silaha mermi yerleştirmediği ve silahını kontrol etmediği" yönündeki savunmasının mümkün görülmediği, oluş ve dosya kapsamına göre, sanığın kendisine tebliğ edilen emir ve talimatların aksine bir çok personelin bulunduğu alanda silahı ile oynamak, silahı tam dolduruş pozisyonuna getirmek, silahın ateş almasına engel olacak emniyet ve tetiğe ilişkin tedbirleri almamak suretiyle kazaen tetik düşürmek suretiyle bir kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olduğu olayda, aktarılan şekilde eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı halde, suç vasfında hataya düşülmesi suretiyle yazılı şekilde basit taksir hükümleri gereğince mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.