2. Ceza Dairesi 2011/27292 E. , 2013/11727 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 4 - 2009/83895
MAHKEMESİ : Bakırköy 21. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2008
NUMARASI : 2008/751 (E) ve 2008/488 (K)
SUÇ : Hakaret
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmün verildiği 27.11.2008 tarihli tutanağın ikinci sayfası, zabıt katibi tarafından imzalanmamışsa da mahallinde düzeltilebilir eksiklik olarak görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir.
Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK.nun 125/1 maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi,
2-Sanığın adliye koridorunda mağdurlara alenen hakaret ettiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 125/4. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-İddianamede, 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinin uygulanması istenilmediği halde, sanığa 5271 sayılı CMK"nın 226/2. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden ve hangi fıkrasının uygulandığı da açıklanmadan TCK"nın 43. maddesi uyarınca cezalandırılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
4-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, olayda mağdurların tazminat istemleri bulunmadığı gibi dosyaya
yansıyan maddi bir zararlarının da belirlenemediği, sanığın kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “CMK.nun 231/1 madesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartları oluşmadığından yer olmadığına” biçimindeki, yasal ve dosya içeriğine de uygun olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
5-5237 Sayılı TCK’nın 53/4. maddesine göre kısa süreli hapis cezaları ertelenen kişiler hakkında aynı maddenin 1. fıkrasının uygulanamayacağı düzenlenmiş ise de sanığa hükmedilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının TCK’nın 49/2. maddesi gereğince kısa süreli olmadığı, bu nedenle 53. maddesinin 3. fıkrasına göre, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı kanun maddesinin 1. fıkrası (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanamayacağı ve (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğun uygulanmamasına karar verilebileceği; bu kanun maddesinin 1. fıkrasında gösterilen (a), (b), (d) bentlerindeki diğer hak yoksunluklarının ise hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olması karşısında; uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
6-Emanetin 2008/9717 sırasında kayıtlı eşyalar hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
7-Sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 sayılı TCK"nın 63. maddesi uyarınca hükmedilen cezadan mahsubuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 07/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.