Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4781
Karar No: 2013/6313
Karar Tarihi: ......2013

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/4781 Esas 2013/6313 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/4781 E.  ,  2013/6313 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin hisse yapısı ve organizasyonları itibariyle kardeş firma statüsünde bulunduklarını, yeni atılımların oluşturduğu borçlanma, yatırım harcamaları ve kredi finansmanındaki maliyet artışlarının likidite daralmasına neden olduğunu, buna bağlı olarak da şirketlerin darboğaza girdiğini, yaz sezonunda inşaatların artması ve yeni alınan ihaleler nedeniyle şirketlerin bu sıkıntıdan kurtulacağını, ancak şu aşamada kısa vadeli borçlar nedeniyle cebri ... tehdidi ile karşı karşıya kalınmasının üretimi olumsuz yönde etkilediğini ileri sürerek, müvekkili şirketlerin iflasının ... yıl ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
    Müdahil davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, bilirkişi incelemesi için davacı tarafa HMK"nın 114. maddesi uyarınca ... haftalık kesin süre verildiği, ancak verilen süre içerisinde gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle, HMK"nın 115/.... maddesi gereğince, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    ...-Dava iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir. Bazı özel mahkemeler her adli teşkilatta kurulmamış olduğundan, buralardaki Asliye Hukuk Mahkemeleri özel mahkemelerin görev alanına giren davalara, bu özel mahkemelerin sıfatıyla bakmaktadır. Kural olarak başka bir mahkeme sıfatıyla görülmek üzere dava açılan bu gibi hallerde Asliye Hukuk Mahkemesinin yargılamaya hangi sıfatla baktığını tensip kararından başlayarak karara bağlaması ve buna göre yargılamayı sürdürmesi, sonuçta da nihai kararında göstermesi gerekir.
    Bu husus uygulanacak yargılama yöntemi, temyiz süresi ve diğer usul kurallarının uygulanması açısından büyük önem taşımaktadır. Örneğin, ... mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesine açılan bir davada seri yargılama usulü uygulanacağı gibi, temyiz süresi de tefhimle başlayacağından mahkemenin bu sıfatla davaya baktığını karar altına alması ve nihai kararında da göstermesi gerekir. Asliye Hukuk ve ... Mahkemeleri yönünden temel farklılıklar gözetildiğinde böyle bir belirleme yapılmamış olması usule aykırı olacaktır. Yine,
    aile mahkemesi sıfatıyla bakıldığında bu mahkemede de özel bir yargılama usulü uygulanmakta olduğundan aynı kurallar bu haller için de geçerlidir.
    Ne var ki, müstakil bir ticaret mahkemesinin bulunmadığı ve davanın nitelik ve değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin bu sıfatla davaya baktığı hallerin ayrıca irdelenmesi gerekmektedir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü ilişkisi iken 6335 sayılı Kanun"un ....maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ....maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38.maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici ....madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
    Somut olayda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. İşbölümü esasının söz konusu olduğu hallerde, mahkemenin re"sen değerlendirilmesi gereken bir hal bulunmadığına, yargılama yöntemi de temel bir farklılık göstermediğine göre; salt hangi sıfatla davaya bakıldığı hususunun mahkemece karara bağlanmamış olmasının sonuca ve tarafların hukukuna bir etkisi bulunmamaktadır. Bu husus, bozma nedeni teşkil etmeyeceği gibi, bundan beklenen hukuki bir yararın varlığından da söz edilemez.
    Şu hale göre, Asliye Hukuk Mahkemesine Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülmek üzere bir dava açılmış ve mahkemece hangi sıfatla bakıldığı belirtilmemişse, burada görev ilişkisinin söz konusu olmaması nedeniyle, yargılama safahatı ya da kararın içeriğinden bu hususun anlaşılması yeterlidir. Nitekim eldeki dava da Ticaret Mahkemesi sıfatı ile görülmek üzere Asliye Hukuk Mahkemesine açılmıştır. Mahkemece, davaya Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmemiş ise de, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış bulunmasına ve ..."da müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmadığına göre, davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı açık olup, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dava, ....06.2011 tarihinde 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken açılmıştır. 1086 sayılı HUMK"yı yürürlükten kaldıran 6100 sayılı HMK 01.....2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 114. maddesinin "g" bendinde gider avansının yatırılmış olması dava şartları arasında sayılmış, 115. maddesinin .... fıkrasında mahkemece bu koşulun mevcut olup olmadığının kendiliğinden araştırılacağı, .... fıkrasında da şartın noksanlığı tespit edilir ise davanın usulden reddine karar verileceği öngörülmüştür. Anılan Yasa"nın 120. maddesinde ise harç ve avansların Bakanlıkça saptanacağı ve dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacağı, avansın yeterli olmadığının anlaşılması durumunda davacıya ... haftalık kesin süre verileceği düzenlenmiştir.
    ....09.2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 01.....2011 tarihinde yürürlüğe girdiği belirtilen Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi"nin .... maddesi uyarınca, gider avansı; tebligat, bilirkişi ücreti ve diğer ... ve işlemler için dava açılırken alınması gereken bir tutardır. Dava şartı olmayan ve HMK"nın 324. maddesinde düzenlenen, taraflardan birinin, ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen ve verilen kesin süre içinde yatırılmak zorunda olunan ( delil ikamesi için ) avansa ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Görüldüğü üzere her iki avansın niteliği ve yatırılmamaları halinde uygulanacak hükümler farklıdır.
    Diğer yandan, aynı Yasa"nın 448. maddesi aynen " Bu kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır." hükmünü öngörmüştür. Somut olayda, dava 1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde açılmış olup, bu durumda davanın açılması ile ilgili tüm işlemlerin tamamlandığı kabul edilmelidir. Özetlenen bu yasal düzenlemeler gözetildiğinde, YHGK"nın ........2012 tarih ve 2012/...-1170 E, 1172 K sayılı ilamında da açıklandığı üzere; öncelikle davanın 6100 sayılı Yasa"nın yürürlüğünden önce açılmış bulunması karşısında, davanın açıldığı sırada yatırılması gereken bir avansın sözkonusu olamayacağı ve hükmün anılan Yasa"nın yürürlüğünden sonra açılacak davalarda sözkonusu olabileceği, esasen 448. madde anlamında da dava açılma işleminin tamamlanmış olduğu anlaşıldığından, tamamlanmış işlemden sonra yürürlüğe giren Tarife"ye dayalı olarak gider avansının ödenmesi istenmez. Davanın HMK döneminde açılmamış olması, dilekçelerin teati aşaması tamamlanarak, tahkikat aşamasına geçilmiş olması karşısında bu aşamada masrafa gerek olması halinde HMK"nın 324. maddesi uyarınca sonuca gidilmesi gerekmektedir. Mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek gider avansının yatırılmasına ilişkin dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
    Bunun yanı sıra, İİK"nın 181. maddesinin 160. maddeye yaptığı yollama nedeniyle iflasın ertelenmesini isteyen bu kararın ilanı, gerekli yerlere bildirilmesi, atanacak kayyım için belirlenecek ücreti ve alınacak erteleme tedbirlerinin uygulanabilmesi için gerekli masrafları avans olarak mahkeme veznesine peşin yatırmalıdır. TTK"nın 324. ve İİK"nın 179. maddesi uyarınca borca batık hale gelen şirket bunu mahkemeye bildirmek ve iflasını istemek zorundadır. Erteleme talebi, TTK"nın 324. maddesine göre borca batıklık bildirimi anlamındadır. Borca batıklık, mahkemece saptanmalıdır. Her ne kadar verilen kesin süreye rağmen davacı yan bilirkişi giderini yatırmamış ise de, anılan hükümlerin kamu düzenini ilgilendirdiği gerçeği karşısında HMK"nın 325. maddesi uyarınca işlem yapılmak gerekir. Önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması için takdir edilen ....434,00 TL masrafın, verilen iki haftalık kesin sürede, davacı şirketler tarafından yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, iflasın kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle, davacı taraftan İİK"nın 181. maddesi yollamasıyla 160. maddesi uyarınca iflas avansı alınarak, iflas avansının yatırılmaması durumunda ise HMK"nın 325. maddesi uyarınca işlem yapılarak, gerekli masrafların bu şekilde karşılanması gerektiğinin düşünülmemesi ve gider avansının kesin sürede yatırılmadığı gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    ...-Bozma nedenine göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi