
Esas No: 2006/2231
Karar No: 2006/7733
Karar Tarihi: 10.07.2006
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/2231 Esas 2006/7733 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Denizli 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2005
NO : 1231
Davacı, murisinin davalılardan işverene ait işyerinde Eylül 1995- 30.03.2002 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı ölen eşi M.U’ın Eylül 1995 - 30.03.2002 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen davalı Kuruma eksik bildirilen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, işe giriş bildirgesinin verildiği 15.4.1999 tarihinden önceki istem döneminin hak düşürücü sürenin dolduğu, 15.04.1999- 30.3.2002 dönemine yönelik istemin ispat olunamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Yapılan incelemede, davalı işverence M.U."ın 15.4.1999 tarihli işe giriş bildirgesi ile Nisan ayında 15 gün, Mayıs ayında 15 günlük çalışmasının, 2.6.1999 tarihinde çıkışının bildirildiği, işverence ibraz edildiği ücret bordrolarının bu bildirime uygun olarak tanzim edildiği, ücret bordrolarında sigortalının imzasının bulunmadığı görülmektedir.
Gerçekten, sigortalının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar sigortalı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.2.2003 ve 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar sayılı Kararındada belirtildiği gibi 15.4.1999 tarihli işe giriş bildirgesindeki sigortalının imzası üzerinde uzman bilirkişilere imza incelemesi yaptırmak, imzanın sigortalıya ait olduğunun anlaşılması halinde, davacının 15.4.1999 tarihinden önceki döneme ilişkin istemini şimdiki gibi hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle reddetmek, imzanın sigortalıya ait olmadığının anlaşılması halinde ise sigortalının hizmeti kesintisiz şekilde 30.3.2002 tarihine kadar devam etmiş sayılacağından hak düşürücü süreden söz edilemeyeceğindin Eylül 1995- 30.03.2002 tarihleri arasında varsa işverence S.S.K."na verilmiş dönem bordrolarını getirterek, bu dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgileri ve başvurmak, gerekitiğinde çalıştığı iddia olunan işyerine komşu olan işyerlerine komşu olan işyerlerini belediye, zabıta, muhtarlık kanalıyla tesbit edip bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişilerin bilgilerine başvurmak ve tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar vermektir.
Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu istemin tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.07.2006 gününde oy birliği ile karar verildi.