20. Hukuk Dairesi 2014/10721 E. , 2015/402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 02/12/2008 havale tarihli dilekçesi ile;... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, ... Köyü sınırları içinde bulunan, 101 ada 1 orman parselinin 1537, 1538, 1539, 1540, 1541, 1542, 1543, 1544, 1545, 1546 ve 1547 OS noktalarının çevrelediği poligon içinde kalan sahanın orman sınırı dışında bırakıldığı iddiasıyla bu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Arazi kadastrosu sırasında 356 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı sırasıyla 2.443,94 m2, 1.181,37 m2, 1.787,02 m2, 786,94 m2, 1.755,18 m2, 1.486,44 m2 ve 1.364,70 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydına dayanarak, vasıf ve malik hanesi boş bırakılarak davalı olarak tespit edilmiş ve mahkemeye gönderilmiştir. Mahkemece tutanak zilyedleri davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonucunda,davanın kabulüne, çekişmeli 356 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 sayılı parsellerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi yargılama giderlerine yönelik ve davalı Hazine ve davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/12/2011 gün ve 2011/16515 E.-16018 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Mahkemece taşınmazın orman içi açıklık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmişse de yapılan araştırma inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; uzman bilirkişi tarafından hazırlanan raporda yöreye ait 1969 tarihli hava fotoğrafı ile 1971 tarihli memleket haritası incelendikten sonra, çekişmeli taşınmazın hava fotoğrafında orman içi açıklık konumunda olduğu, memleket haritasında ise yeşil renkli alanda yeraldığı, bu nedenle orman sayılan yerlerden olduğu bildirilmiştir.
Uzman bilirkişinin incelediği belgeler, yöreye ait en eski tarihli belgeler olarak bildirilmişse de, incelenen memleket haritası 1971 tarihli olup, aynı yöreye ait dairece incelenen dosyalarda 1960 tarihli haritaların ve 1944 tarihli hava fotoğraflarının da kullanıldığı bilinmektedir.
Bundan ayrı; çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan, ilk geldisi 1931 yılında tevzi yolu ile oluşmuş Temmuz 1969 tarih 647 numaralı 10410 m2 yüzölçümlü, krokisi de dosyada bulunan, sınırları çalılık, hendek ve ırmak yazılı, Veziroğulları adına kayıtlı tapu kaydı bulunmakta ve davalılar da taşınmazı Veziroğullarından satın aldıklarını bildirmekteyseler de keşif sırasında tapu kaydı uygulanmamış, taşınmazlara uyup uymadığı belirlenmemiştir.
O halde; mahkemece yöreye ait 1960 tarihli memleket haritası ile 1944 tarihli hava fotoğrafları getirtilmeli, önceki keşiflerde görev almamış bir harita mühendisi ve (üç) yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliği belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu belirlenmeli, bu şekilde yapılacak araştırma inceleme sonucu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu saptanırsa, bu kez davalıların tutunduğu tapu kaydı ilk geldisinden itibaren krokisi ile birlikte uygulanmalı, taşınmaza uyup uymadığı, sınırlarının sabit olup olmadığı belirlenmeli, sınırlar fen bilirkişi raporunda gösterilerek keşfi izleme imkanı verilmeli, değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlar sözkonusu ise sınırda Devlet ormanı bulunduğundan kayıt miktar fazlası varsa zilyedlikle kazanılamayacağı düşünülmeli, 3402 sayılı Kanunun 20/A ve C maddelerine göre kayıt kapsamı belirlenmeli, öncesi orman olmayan ve tapu kaydı kapsamında bulunan taşınmaz bölümlerinin 3116 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1937 yılından önce oluşmuş tapu kaydı bulunması nedeniyle devletleştirme kapsamı dışında olacağı düşünülmeli ve bu bölümler yönünden davanın reddine karar verilmeli, tapu kaydı uymuyorsa ve taşınmaz orman sayılan ya da orman içi açıklık niteliğindeki yerlerden ise dava kabul edilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 356 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar ile 356 ada 7 parselin 7-B ile gösterilen 969,11 m2 kısmının 1/3 hisse kabul edilerek ... ve arkadaşları adına ve 356 ada 7-A ile gösterilen 395,59 m2 kısmının orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 04/11/2008-03/12/2008 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazinden harç alınmasına yer olmadığına 26/01/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.