5. Ceza Dairesi 2020/3637 E. , 2020/13723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İkna suretiyle irtikap, ihmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : İkna suretiyle irtikap suçundan sekiz kez, zincirleme olarak icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan bir kez mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre irtikap suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve 28/04/2020 tarihinde tebliğ edilen hükümlerin vekili tarafından 21/05/2020 havale tarihli dilekçe ile, Covid-19 salgını sebebiyle 7226 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi ve 29/04/2020 tarihli ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile tüm adli sürelerin 13/03/2020 ilâ 15/06/2020 tarihleri arasında durdurulduğu nazara alındığında, süresinde temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında, aynı Yasanın 237/2 ve 3628 sayılı Kanunun 18. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak Hazinenin katılma isteminin ikna suretiyle irtikap suçuyla sınırlı olarak KABULÜNE, sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasında katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle bahse konu suçtan kurulan hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin vekili aracılığı ile yapmış olduğu temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin sanık hakkında irtikap suçundan kurulan mahkumiyet, müdafin ise sanık hakkında her iki suçtan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık hakkında müştekiler ... ve ... ile katılan ..."a yönelik eylemleri nedeniyle açılan davalar ile ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Suç tarihinde Toroslar EDAŞ Osmaniye il müdürlüğüne bağlı ... ilçe işletme şefliğinde işletme sorumlusu olarak görev yapan sanığın, kendisine elektrik abonesi olmak için dosyalarını veren müştekilerden, abonelik, sayaç, depozito, belediyeden alınacak yazı için olmak üzere farklı konularda ve miktarlarda ücret yatırmaları gerektiğini söyleyerek aldığı bu ücretleri Toroslar EDAŞ veznesine yatırmayıp mal edindiği, müştekilerin evlerine sayaç takarak elektrik bağladığı ancak abonelik işlemlerini tamamlamadığı için müştekilerin kaçak elektrik kullanmalarına neden olarak mağduriyetlerine yol açtığı ve bu suretle ikna suretiyle irtikap ile görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda; suç tarihlerinde elektrik aboneliği için müracaat eden kişilerden yasal olarak ücret alınıp alınmadığının, alındığı takdirde her bir müşteki yönünden alınması gereken ücretin ne kadar olduğunun Toroslar EDAŞ"tan sorularak tespitinden sonra müştekilerden alınması gereken ücretler kadar parayı alarak mal edinmesi eyleminin güveni kötüye kullanma, alınması gereken ücretten fazla olarak aldığı parayı mal edinmesi eyleminin ise ikna suretiyle irtikap suçlarını oluşturacağı ve iddianamede görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilen eylemlerin de bu suçlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği nazara alınarak, dosyanın kül halinde mali müşavir ve elektrik mühendislerinden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilip, sanığa yüklenen ve yukarıda niteliği belirtilen eylemlerin tek tek irdelenerek, her bir eylem nedeniyle mal edinilen miktarların ayrı ayrı tespiti ile hasıl olacak sonuca göre zincirleme ikna suretiyle irtikap ve güveni kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması yerine, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli, 2014/118 Esas ve 2016/208 sayılı Kararında da benzer şekilde belirtildiği üzere, irtikap suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı işlenen suçlar bölümünde düzenlenmiş olması karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin suçun mağduru değil, zarar göreni olacağı nazara alınarak, sanık hakkında tek suçtan hüküm kurulup zincirleme suç nedeniyle TCK"nın 43. maddesi uygulanmak suretiyle artırım yapılarak ceza belirlenmesi yerine, ikna suretiyle irtikap suçundan sekiz kez cezalandırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
İkna suretiyle irtikap suçundan kurulan hükümlerde; mağdurların ekonomik durumlarının araştırılmasından sonra sanık hakkında TCK"nın 250/4. maddesinin uygulanma olanağı bulunup bulunmadığının karar yerinde değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Sanık hakkında ikna suretiyle irtikap suçundan sekiz kez mahkumiyet hükmü kurulduğu halde, TCK"nın 53/5. maddesi gereğince bir kez hak yoksunluğuna hükmolunması ile anılan hükümde belirtilen bir katı ibaresinden anlaşılması gerekenin ceza miktarının kendisi olduğu nazara alınmadan görevi kötüye kullanma suçundan kurulan hükümde ceza miktarını aşacak şekilde 1 yıl 3 ay süreyle hak yoksunluğuna karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafi ile katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 16/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.