12. Ceza Dairesi 2016/4884 E. , 2016/9228 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK"nın 223/2-c. maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 -2012/53 kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun"da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, İzmir 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 03-04.03.2011 tarih, 6920 sayılı kararıyla 2. derece doğal sit alanı olduğu kabul edilen Datça ilçesi, Emecik köyü, Çiftlik mevkii, 822 sayılı parselde yer alan ve tapuda sanıklar ... ile ... adına kayıtlı olan, Aktur Tatil Sitesindeki 484 kapı numaralı(tapuda 5 numaralı) müstakil iki katlı binada, sanıklar tarafından tadilat yaptırılmak istendiği ve bu nedenle inşaat işleriyle meşgul olan sanık ... ile anlaştıkları, binanın içinde ve dışında ilgili Koruma Bölge Kurulu"ndan izin alınmadan tadilatların yapıldığı, olay yerinde inceleme yapan Muğla İl Özel İdaresi görevlilerince yapılan incelemede, ortası açık olan çatının tamamen kapatılması, dış sıvanın yenilenmesi gibi esaslı onarımların yapıldığının tespit edildiği, her ne kadar bu tespitler üzerine sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açılmış ise de; sanıkların verdikleri ifadelerinde, bölgenin sit alanı olduğunu bilmediklerini, bu nedenle davaya konu uygulamalar için izin alınması gerektiğini bilmeden davaya konu uygulamaları yaptıklarını beyan ettikleri,
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davaya konu yer tek yapı ölçeğindeki kültür veya tabiat varlığı olmayıp, 2. derece doğal sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer aldığı, bu nedenle somut olayda sit alanı kabulü kararının ilgililerine tebliği zorunluluğundan bahsedilemeyeceği, sanığın bu yerin sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer aldığını bildiğinin kabul edilebilmesi için taşınmazın tapu kaydında koruma kararına ilişkin şerhin bulunmasının, şerh de yoksa koruma kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmiş olmasının yeterli olduğu, ancak dosya kapsamı itibariyle tapu kaydında taşınmazın sit alanı içerisinde yer aldığına dair şerhin bulunmadığı, ayrıca Datça İlçesi Emecik Mahalle Muhtarlığının 16.12.2015 tarihli yazısında, sit alanı kabulü kararının mahallinde mutat vasıtalarla duyurusunun yapılmadığının belirtildiği, böylece sanıkların, bahse konu yerin 2. derece doğal sit alanı vasfında olduğunu bilmediklerine ilişkin savunmalarının aksine herhangi bir delilin bulunamadığı, tüm bu nedenlerle mahkemece sanıklar hakkında beraat kararı verilmesinde bir aykırılığın olmadığı anlaşılmakla,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, sanıklarda suç kastının bulunmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 01/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.