4. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/666 Karar No: 2012/4449 Karar Tarihi: 20.03.2012
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2011/666 Esas 2012/4449 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2011/666 E. , 2012/4449 K.
"İçtihat Metni"
M
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 30/06/2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/05/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, trafik kazası nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davalılardan ... İnşaat Ltd. yönünden istemin bir bölümü kabul edilmiş; diğer davalılar hakkındaki istem onlara husumet düşmeyeceği benimsenerek reddedilmiş ve karar davacı tarafından temyiz olunmuştur. Zarara yol açan araç trafikte davalılardan ... Beton AŞ adına kayıtlıdır. Davacı, bu kayda dayanarak davasını işleten sıfatıyla ona yöneltmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 3. ve 19. maddelerine göre trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasal düzenleme de yoktur. İşletenlik trafik kaydı adına olan kişiden mülkiyeti muhafaza kaydı ile satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süre ile kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişiye geçmiş olur. Bu bakımdan işletenliğin kayda rağmen başkasına geçmiş bulunduğu her zaman kanıtlanabilir. Fakat bu konuda getirilecek kanıtların üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını ortadan kaldıracak bir sonuç yaratmaması gerekir. Haksız eylemden zarar gören kişi, üzerinde işletenlik niteliği bulunmayan kişinin yasal ardılı değildir. Ancak özellikle trafik olaylarına karışan araçların oluşturdukları zararların ödetilmesini olanaksızlaştırmak için olaydan sonra danışıklı (muvazaalı) olarak eski tarihle düzenlenen sözleşmelerden bu sözleşmelerde üçüncü kişi durumunda bulunan zarar görenlerin zarara uğramasını önlemek amacıyla bu gibi belgelerin onlara karşı sonuç doğurabilmesi için sözü edilen maddede öngörülen koşulların kıyasen aranması hakkaniyete uygun düşmektedir. Nitekim Yargıtay’ın uzun yıllardan beri uygulaması bu doğrultudadır. Davaya konu olayda davalı ... Beton AŞ. başka bir kişinin aracını kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiğini ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunduğunu geçerli kanıtlarla kanıtlamış değildir. Bu yönün dosyaya sunulan adi kira sözleşmesi ile doğrulanması yukarıda anılan ilke karşısında davacının hukukunu etkilemez. O halde davacının yaralanmasına yol açan aracın kayıt maliki olan davalılardan ... Beton AŞ’nin da tazminattan sorumlu tutulması gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yön gözetilmeden davalı ... Beton AŞ’ye yönelik davanın husumet yönünden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.