Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6723
Karar No: 2021/4711
Karar Tarihi: 06.04.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/6723 Esas 2021/4711 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/6723 E.  ,  2021/4711 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 14. İş Mahkemesi

    Dava, asıl davada Kurumca haksız tahakkuk ettirilen prim borcu ve ferilerinin iptali birleşen davada ise, ödeme emrinin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili asıl davada sigortasız işçi çalıştırıldığından bahisle düzenlenen durum tespit tutanağı dayanak kılınarak Kurumca tahakkuk ettirilen 9.699,71TL tutarındaki prim borcu ve ferileri için borçlu olmadığının tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali, birleşen dava ise aynı gerekçelere dayanarak Kurumca düzenlenen ... sayılı ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, Kurum işlemleri mevzuata uygun olmakla asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İş sözleşmesinin tanımı ve unsurları 4857 sayılı İş Kanununun 8. maddesinde ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 393. maddesinde yapılmış olup, bu tanımlara göre iş sözleşmesinin unsurları, bir işin görülmesi, işin ücret karşılığında görülmesi, işin işverene bağımlı olarak yürütülmesinden oluşmaktadır. Bu unsurlardan bağımlılık unsuru, iş sözleşmesini eser ve vekalet sözleşmesinden ayıran en ayırt edici unsurdur. Bağımlılık unsuru, işçinin işin yapılması sırasında işverenin talimatlarına sıkı sıkıya bağlı olması ve işverence denetlenmesini ifade eder. Buna göre, denetmence davacıya ait işyerinde yapılan tespite ait tutanağı imzalayan ve işveren vekili olarak teslim edilen, işveren limited şirket ortağı olan ve aynı zamanda işverenin babası olduğu anlaşılan... ile işveren ... arasında, iş sözleşmesinin unsurları açısından hiç bir bağ kurulmaksızın, bu yönde hiç bir tespit olmaksızın, sadece işyerinde o anda bulunuyor olması ve işveren olan oğlu tarafından belirli işlere yönelik olarak 2007 yılında verilmiş Noter vekaletnamesine dayanarak, sonradan ifadesi alınmak suretiyle yapılan, işyerinde aynı zamanda işçi olduğu şeklindeki değerlendirme hukuken hatalı bulunmaktadır. Vekalet sözleşmesinin unsurları açısından ve işyeri çalışanı ..."ın beyanlarına göre de, işverenin babası ve şirketin de kurucu ortağı olan ...n vekalet sözleşmesi gereği, bir dönem işyerinde belirli işleri yaptığı, ..."ın 16/06/2011 tarihinde Ekonomi Üniversitesinden mezun olduğu ve halen bu işlerin işveren tarafından yürütüldüğü anlaşılmakta olup, bu tespit ve beyanlar da denetmence yapılan değerlendirmede dikkate alınmamıştır.
    Denetmence yapılan hatalı değerlendirmeye göre...n işyerinde aynı zamanda işçi olduğu ve 01/03/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı kanun ile değişik 5510 sayılı Kanunun 53. maddesinde yer alan sigortalılık hallerinin birleşmesine ilişkin hükme göre 4/a sigortalısı sayılması, buna göre 2011/3. ay ile 2013/02"nci ay çalışması için 15 gün asgari ücretten Ek/Asıl Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin istenmesi, işverence verilmemesi halinde, 5510 sayılı kanunun 86. maddesi gereğince resen düzenlenmesi şeklindeki öneri de hukuken hatalı olup, davalı Kurumca bu öneriye göre belirtilen dönem için resen prim hizmet belgesi düzenlenmesi, prim tahakkuku ve davacı hakkında icra takibi yapılması işlemleri de hukuken hatalı bulunmaktadır.
    Denetmence düzenlenmiş olan ve taraflarca imzalanmış işyeri durum tespit tutanağında, ..., ...diye biri tarafından su tesisatı için gönderildiğini beyan eden ... ile su tesisatçısı, tamir için geldiği belirtilen ..."ın, düzenlenen raporda tutanaktaki tespitlerin aksine, işyerinde çalıştıkları şeklinde değerlendirme yapılmıştır. İşyeri çalışanı ..."ın ve...n ifadesinde bu kişiler için; ..."ın işyerinde 15/02/2013 tarihinde su tesisatı için gelmiş personel olduğu, bu personelin işvereni de kimdir, bilmediği, bu kişileri Mülk sahibi ..."ın getirdiği, telefonu verilen mülk sahibi ... ve belirtilen kişilerin ifadelerine başvurulmamış, bu kişilerin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı kayıtlarında başka bir işyerinde tescilli sigortalılıklarının bulunmadığı gerekçesi ile işyerinde çalıştıkları kabul edilmiş olup, raporda önerilen ...nın 3 gün ve ..."ın 2 günlük çalışma sürelerinin olduğu kabulünün de neye göre belirlendiği bilinmemektedir.
    Sosyal Güvenlik Denetmenliği Yönetmeliği"nin 29. maddesine göre; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Denetmenlerince düzenlenen raporların Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar ile sosyal güvenlik mevzuatına uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği yönlerinden incelenmesi sonucu, rapor ile aynı görüşte olunmaması halinde, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı birimlerince işleme alınmaması, raporların düzeltilmek üzere iade edilmeleri, tereddüt edilmesi halinde raporun ekleri ve iade gerekçeleri ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na gönderilmesi, rapor hakkında, gerek görülmesi halinde Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının da görüşü alınmak suretiyle Başkanlığın görüşü doğrultusunda işlem yapılması gerektiği halde, davalı Kurum birimince, söz konusu hatalı değerlendirme ve eksik incelemeye dayalı rapora göre davacı hakkında yapılmış olan işlemeler de hatalı ve ilgili mevzuata aykırı bulunmaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, davacının dava konusu Kurum işlemlerinin iptali, tahakkuk edilen tüm bedeller için davacının davalı yana borçlu olmadığı ve ... takip numaralı dosyadan yapılan 6.868,61 TL prim aslı, 3.154,77 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 10.028,38 TL"lik icra takibine konu ödeme emirlerinin iptali taleplerinde haklı olduğu, ihbar olunan şahısların da sorumlulukları bulunmadığı kanaatine varılmakla yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacakları kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, davalılar Cesur ve Hilmi’nin su tesisatı tamiri için ehil olduklarına dair belgelerinin olmadığı, işverenin adını bilmemelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, hizmet bildirimlerinin yapılmamış olduğu, Kurum denetim raporunun aksinin ispatlanmadığından bahisle davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    5510 sayılı Yasanın 86. maddesinde ”Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü öngörülmüştür.
    Davaya konu somut olayda; uyuşmazlık, ... ... ve ...’ın davacıya ait işyerinde çalışıp çalışmadığı ve çalıştığına ilişkin kurum tespitinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece verilen kararın eksik araştırma ve incelemeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için,bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Mahkemece, davacının denetim tarihinde ve öncesinde öğrenci olup olmadığı, okulda devam zorunluluğu olup olmadığı, ders programı da getirtilerek araştırılmalı, davacının devam zorunluluğu olması halinde işyerinde işlerin yürütülmesinden kimin sorumlu olduğu belirlenmeli, işyeri çalışanı ...’ın müfettişe verdiği beyanı değerlendirmeli, bu kapsamda işyerinde çalışan bordro tanıkları ve işyerine komşu işyeri sahipleri ve çalışanları tespit edilerek tanık olarak beyanlarına başvurulmalı, murisin sigorta sicil dosyası Kurumdan celp edilerek incelenmeli, böylece muris...’ın davacı adına tescilli işyerinde çalışıp çalışmadığı açıklığa kavuşturulmalı; davalılar ... ve ... yönünden ise Kurumdan sigorta sicil dosyaları getirtilerek su tesisatı işyerlerinden bildirimleri olup olmadığı, su tesisatı işi için eğitim, sertifika, çırak/ustalık belgesi olup olmadığı araştırılmalı, müfettişe verilen beyanlarda anılan davalıları işyerine getirdiği bildirilen ... tanık olarak dinlenmeli, davalıların konu hakkında ayrıntılı beyanlarına başvurulmalı, davacı adına tescilli işyerinden bildirimleri yapılan konu hakkında bilgisi olabilecek bordro tanıkları dinlenmeli, bu tür davalarda geçerli olan resen araştırma ilkesi de göz önünde tutularak, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 06.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi