3. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/3137 Karar No: 2013/4038 Karar Tarihi: 11.03.2013
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/3137 Esas 2013/4038 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2013/3137 E. , 2013/4038 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; ihtiyaçların arttığını belirterek, 200 TL olan yoksulluk nafakasının 400 TL"ye, 150 TL olan iştirak nafakasının 400 TL"ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında davayı kabul etmediğini belirtmiştir. Mahkemece; her iki nafakanın 300 TL"ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından teyiz edilmiştir. TMK 176/4 maddesi hükmüne göre tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince mahkemece iradın artırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir. TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur"(TMK. 330/1). Somut olayda; tarafların 23/03/2011 tarihinde boşandığı, ortak çocuk Tuğçe"nin 1998 doğumlu olduğu, davacının ev hanımı olup, babasının evinde kaldığı, geçimini babasının sağladığı, davalının ise emekli ve 700 TL maaş aldığı, eşi, çocuğu, annesi ile kendi evinde kaldığı, daire dükkan, tarla, arsa sahibi olduğu, kira geliri bulunduğu anlaşılmaktadır.
Boşanma kararının kesinleştiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında birkaç ay bulunduğu, bu süreçte paranın satınalma gücünün azaldığının söylenemeyeceği gibi tarafların ekonomik sosyal durumlarında yasanın aradığı anlamda bir değişikliğin bulunmadığı, nafakanın artırılmasına karar verilmesinin taraflar arasında oluşan dengeyi bozacağı, hakkaniyete aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece TMK 176/4.maddesinde yeralan şartlar bulunmadığı halde talebin kabulüne karar verilmesi TMK 4.maddesinde yeralan hakkaniyet ilkesine de aykırı bulunduğundan reddi gereken davanın kabulüne dair verilen kararın bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.