Esas No: 2016/23179
Karar No: 2020/5638
Karar Tarihi: 07.12.2020
Danıştay 5. Daire 2016/23179 Esas 2020/5638 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/23179
Karar No : 2020/5638
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, ... İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken, ''güveni kötüye kullanma'' fiilinin işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi uyarınca "meslekten çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile yoksun kalınan özlük haklarının iadesine, parasal haklarının hak edilmiş oldukları tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında; davacının ATM'de birkaç defa günlük para çekme limitini aşan ölçüde para çekmeye çalıştığı ancak talebinin reddedildiği ve çekemediği, daha sonra ise günlük para çekme limiti dahilinde hesabından para çektiği, hesabındaki limiti aştığını düşünerek diğer hesabına ait kartı kullanarak L.K.'nin havale işlemini yapmaya çalışmış olabileceği, disiplin soruşturma raporunda davacının işlem yaptığı hesabın bakiyesinin yetersiz olduğunu bildiği varsayımında bulunulmuş ise de, atm ekranına yetersiz bakiye yazısının yansıyıp yansımadığı belli olmadığı gibi ekranda bu yazının ne büyüklükte ve ne kadar süre ile durduğu belli olmadığı için davacının olağan şartlarda bu yazıyı görmüş olmasının kendisinden beklenmesi gerektiğinin de ortaya konulamadığı, soruşturma raporunda davacının olayı L.K.'nin şikayeti üzerine kendisini arayan polislerden öğrendiğini, Müfettişliğe verdiği ifadesinde ise olaydan 10 gün sonra hesabını kontrol ettiğinde hesabında 600 TL olması gerekirken 800 TL olduğunu gördüğünü belirttiğinden; söz konusu ifadelerde çelişki olduğu yönünde değerlendirme yapılmış ise de, davacının paranın havale olmadığını hesabını kontrol ettiğinde farkettiğini, L.K.'nin kendisi hakkında şikayette bulunduğunu ise kendisini arayan polislerden öğrendiğini kastetmiş olabileceği ve bu yönüyle de bu ifadelerin çelişki oluşturmayacağı, davacının bankamatiğin fiş vermediği veya fişin eve geleceği yönünde ifade kullandığının ise; L.K.'nin ifadesi dışında, herhangi bir tanık ifadesi veya kamera kayıtlarına yansıyan bu yönde bir konuşma bulunmadığından sabit olmadığı, öte yandan L.K.'nin hiç tanımadığı bir şahıstan para havalesi konusunda yardım istediği ve onun hesabından havale yapmayı kabul ettiği ancak o şahsın iradesi dışında oluşabilecek muhtemel olumsuzluğa veya aksaklığa karşı şahsın adı, adresi, telefonu gibi tekrar irtibat kurabilmek için gerekli olan bilgileri davacıdan istemediğinden davacıdan kısa bir süre içerisinde L.K. ile irtibata geçmesinin de beklenemeyeceği, bütün bu hususlar değerlendirildiğinde; davacının L.K.'den aldığı 205 TL nakit para karşılığında kendi hesabından ilgili hesaba yapması gereken havale işleminin bakiye yetersizliğinden dolayı yapılamadığını o sırada farkettiği ve buna rağmen havale işlemi yapılmış gibi davranarak L.K.'nin kendisine olan güvenini kötüye kullandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıkça ortaya konulamadığı ve davacıya isnat olunan fiilin sübuta ermediği görüldüğünden, davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması yönündeki dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, hukuka aykırılığı yargı kararı ile saptanan işlemler nedeniyle ilgililerin yoksun kaldığı parasal hakların tazmini Anayasa'nın 125. maddesi uyarınca zorunlu olduğundan, davacının dava konusu işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal haklarının dava açma tarihi olan 14/11/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal haklarının dava açma tarihi olan 14/11/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının banka hesap hareketlerinde herhangi bir hesaba havale işleminin gerçekleştirilmediğinin anlaşıldığı, havale işleminin yapılmadığını öğrendiği tarihe dair çelişkili ifadelerde bulunduğu, davacının disiplin cezasına konu fiili hakkında yapılan adli yargılamada 5 ay hapis cezası ve 500TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, dava konusu disiplin cezasının hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, iki ayrı banka hesabının bulunduğu ve bir anlık dikkatsizlik nedeniyle aktif olarak kullanmadığı hesap numarası üzerinden işlem tesis etmeye çalıştığı, 200 TL'nin havale edilmemesinde herhangi bir kastının olmadığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali ve işlem nedeniyle mahrum kalınan parasal hakların dava açma tarihi olan 14/11/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.