17. Hukuk Dairesi 2015/6618 E. , 2017/9409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekilerince temyiz edilmiş, davalı vekilincede duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.10.2017 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk ve idare eden davacıların oğlu ..."ın yaptığı tek taraflı kazada öldüğünü, davacıların ölen oğullarının desteğinden mahrum kaldıklarını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 200,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 01.10.2014 tarihli artırım dilekçesiyle, toplam taleplerini 250.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacılar murisinin araç işleteni olması ve kazada tam kusurlu olması nedeniyle davacıların tazminat talep hakkı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 115.000,00 TL. ve ... için 135.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, her bir davacı için tazminatın 100,00 TL"lik kısmına dava tarihinden ve bakiyesine ıslah tarihinden faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, davacıların talebinin doğrudan kendileri üzerinde doğan destekten yoksunluk zararına ilişkin olması, bu zararın oluşumundaki desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, sürücü desteğin tam kusurlu olmasının, onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ilişkin HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca, davalının tazminattan sorumluluğuna hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; Dairemiz uygulamalarına uygun hesaplamaları içeren uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına; ihtiyari dava arkadaşı olan davacılardan her biri lehine ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Davacı taraf, dava dilekçesinde kaza tarihinden, talep artırım dilekçesinde ise tazminatın tamamı için dava tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde istenen miktara dava tarihinden, sonradan artırılan bölüme ise artırım tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısı bakımında ise, 2918 sayılı ..."nun 99/1. maddesi ile ... Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Mahkeme tarafından, dava dilekçesindeki her bir davacı için 100,00 TL"lik bedele, dava tarihinden faiz işletilmesinde bir usulsüzlük bulunmamakla birlikte; talep artırım dilekçesine konu edilen kısım itibariyle de dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmemesi doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendindeki "100,00 TL. yönünden dava tarihi olan 05.12.2013, 114.900,00 TL. yönünden ıslah tarihi olan 01.10.2014 tarihinden itibaren" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "dava tarihinden itibaren" ibaresinin yazılmasına; yine, hükmün 2. bendindeki "100,00 TL. yönünden dava tarihi olan 05.12.2013, 134.900,00 TL. yönünden ıslah tarihi olan 01.10.2014 tarihinden itibaren" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "dava tarihinden itibaren" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA;
1.480,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 12.808,13 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 23/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.