17. Hukuk Dairesi 2015/3374 E. , 2017/9406 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.10.2017 Salı günü davalı vekili Av.... ile davacı vekili Av.... geldiler. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; 16/06/2010 tarihinde davacının maliki ve sürücüsü olduğu davalı şirkete kasko ... poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı çift taraflı kaza sonrası aracın pert hale geldiğini, davalıya başvurulmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek hasar için şimdilik 20.000,00 TL ve poliçe ile temin edilen ek mükellefiyetler için 2.000 TL olmak üzere toplam 22.000,00 TL"nin hasar tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29.04.2013 tarihli dilekçesi ile 20.000,00 TL"lik hasar tazminatını 130.000,00 TL artırarak 150.000,00 TL olarak ıslah etmiştir. 09/10/2013 tarihli celsede de ek teminatlar ile ilgili teminatlarından feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili; kazanın oluş tarihi itibari aşırı derecede alkollü olduğunu ve kasko genel şartları A5.5 maddesine göre talebin teminat dışı olduğunu, davacının aldığı alkole göre yapmış olduğu kazanın münhasıran alkolün tesiri ile yapılan kaza olduğunu ve talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava dilekçesi ile talep edilen hasara ilişkin bölümün kabulü ile 20.000,00 TL"nin hasar tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline, hasarın ıslah edilen miktarının zaman aşımı nedeniyle reddine ve 2.000 TL"lik ek mükellefiyet talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, özellikle Kasko ... sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat taleplerinin ... ettiren ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olduğu, bu davaların 6102 sayılı TTK."nın 1420.(TTK.1268) maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, yine Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları C.9. maddesine göre; ... sözleşmesinden doğan bütün taleplerin iki yılda zaman aşımına uğrayacağı ve sözleşmeye dayanılarak açılan davalarda ceza zamanaşımı uygulanmayacağından davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava kasko ... poliçesinden kaynaklanan maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
2918 sayılı ....nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97. maddesinde alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra konu ile ilgili olan "b-2" bendinde "alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır. Ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının ... ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Bununla birlikte zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
..."ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir.
Somut olayda, mahkemece davacı sürücü ..."in idaresindeki... plakalı arazi taşıtının 16.06.2010 günü saat 05.00 itibariyle karışmış olduğu trafik kazası akabinde, Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nı tanzim ve imza eden memurlar tarafından alkolmetre ile yapılan alkol kontrolünde 1,40 Promil alkollü bulunduğunun tespit edildiği, hemen sonrasında adı geçen sürücünün ... Hastanesi Klinik Analiz Laboratuvarı’nca saat 06.37 itibariyle yapılan alkol ölçümünde “0” Promil alkollü bulunmuş olduğu, bu çelişkili durum karşısında davacı sürücü ..."in alkol durumu hakkında ... Hastanesi Klinik Analiz Laboratuvar’nda yapılan ölçümün esas alınması gerektiği kanaatine varılmış, bu taktirde kazanın hemen sonrasında Trafik Kazası Tespit Tutanağı"nı tanzim eden memurlarca alkolmetre ile yapılan ölçüm sonucunda 1,40 promil alkollü bulunduğundan hareketle, kaza tahkik memurlarınca kullanılan alkolmetrenin kalibrasyonunun zamanında tekniğine uygun olarak yapılmamış olması ve/veya bu cihazın üfleme sırasında arızalı bulunuyor olmasına bağlı olarak hatalı bir değer vermiş olması ihtimali karşısında, adı geçen sürücünün olay sırasında alkollü bulunduğunun kabulü ile olay günü saat 06,37’de hastanede yapılan ve heyetçe doğruluğu kabul edilen "0”Promil ölçümünden hareketle, olay saati olan 05.00 sıralarında adı geçenin en fazla 0,25 Promil ölçeğinde alkollü olabileceğinin kabul edilmesi gerektiği, davaya konu trafik
kazasında, olaya karışan askeri plakalı aracın dava dışı sürücüsü ...’ın olay öncesindeki dikkatsiz ve tedbirsizce davranışlarının da olayın oluşumunda etkisinin bulunduğu, buradan hareketle, davacı sürücü ..."in olay sırasında 0,25 Promil ölçeğinde alkollü bulunmasının olayın oluşumunda “salt” ve/veya “münhasıran" etkisinin bulunmadığı belirtilmiş ve dava dilekçesi ile talep edilen 20.000,00 TL" lik hasarın ticari faizi ile kabulüne karar verilmiştir.
Davacı hakkındaki ... 12 Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1887 sayılı ceza dosyasında davacının her ne kadar özel hastaneden alkollü olmadığına dair rapor tevdi etmiş ise de yukarıda belirtilen polis tespiti dikkate alındığında ve tespit saati değerlendirildiğinde sanığın daha sonra sunmuş olduğu bu belgeye mahkemece itibar edilmeyip davacının olay tarihinde alkollü olduğu da kabul edilerek emniyetli şekilde araç sevk edemeyeceği sonucuna varılarak sübut bulan eylem itibarıyla mahkumiyeti cihetine gidilmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek davacının itirazının reddi ile karar kesinleşmiştir.
Açıklanan maddi ve hukuksal nedenler ve ceza mahkemesi gerekçesi de göz önüne alınarak davacının olay anında 140 promil alkollü olduğu kabul edilmek suretiyle kazanın oluşumunda salt alkolün etkisinin bilirkişi kurulunca değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 23/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.