22. Hukuk Dairesi 2016/4014 E. , 2016/6151 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, uğranılan zararın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının davacı şirketin Antalya şubesinde satış sorumlusu olarak çalıştığını, davalının bildirdiği şahıs ve firmalara su ürünleri satışı yapıldığını, davalının yetkisini kullanırken ve görevini ifa ederken tam bir doğruluk ve basiretle hareket etmeyerek işin ticari risklerini araştırmadan dava dışı UBD Firmasına mal verilmesini sağladığı, karşılığında verilen çeklerin karşılıksız çıktığını, yapılan takiplerin semeresiz kaldığını böylece davalının müvekkili şirketin zarara uğramasına sebep olduğunu iddia ederek uğradığı zararı istemiştir.
Davalı, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin kendi ikametgahı ve işini yaptığı yer mahkemesi olan İzmir Mahkemeleri olduğunu, kendisinin her ne kadar iş yeri kayıtlarında Antalya şube elemanı olarak gösterilmekte ise de işlerini home-office tabir edilen şekilde evinden yürüttüğünü ve İzmir merkez olmak üzere Ege Bölgesi ve çevresindeki illerden sipariş toplayarak davacı şirketin İstanbul ve Antalya"daki depolarına bildirdiğini savunarak yetki itirazında bulunmuş; esasla ilgili olarak da genel müdür onayı olmadan hiçbir müşteri ile sözleşme yapılamadığını, sipariş teslim edilemediğini, inisiyatifin davacı şirkette olduğunu, dolayısıyla oluşan zarardan sorumlu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafın, davalı işçinin kötü niyetli olarak amaç ve işbirliği içerisinde özen borcuna aykırı davranarak zarara sebep olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar davacı temyizi üzerine Dairemizin ... tarihli .... esas, .... karar sayılı ilamı ile "Davalının işyeri kurallarına aykırı olarak satış yapıp yapmadığı, dava dışı firmaya daha önceki çeki karşılıksız çıkmasına rağmen satışa devam edip etmediği, tüm bu işlemlerden dolayı davalıya atfı kabil bir kusur bulunup bulunmadığı, dava dışı firma hakkında yapılan icra takibinin akıbeti ve firmanın aciz vesikası alıp almadığı gibi hususlar yönünden araştırma yapılarak ve tüm dosya kapsamına göre bir mali müşavir bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davalının dava dışı UBD Şirketine satılan malların bedellerinin tahsil edilememesinden dolayı sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Savunma hakkı, Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmüne göre, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi hükmünde de, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanun"un 280. maddesinde, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği; aynı Kanun"un 281. maddesinde, tarafların bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebileceği hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davacı vekiline tebliğ edilmeksizin, mahkemece dava konusu alacak hakkında karar verilmesi, yukarıda açıklanan Anayasa ve Kanun maddelerine aykırıdır. Bu halde, mahkemenin davacı tarafın hukuki dinlenilme hakkını kullanmasına imkan tanıdığı ve adil bir yargılama yaparak sonuca ulaştığı söylenemez. Anılan sebeple, davacı vekiline bilirkişi raporu tebliğ edilerek itirazlarını sunması için imkan tanınmalı; itirazlarını sunması halinde bu itirazlar doğrultusunda değerlendirme yapılmalı ve sonuca göre bir karar verilmelidir.
Yukarıda yazılı sebepten, usul ve kanuna aykırı karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelemesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.