
Esas No: 2022/301
Karar No: 2022/5821
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/301 Esas 2022/5821 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/301 E. , 2022/5821 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : GAZİOSMANPAŞA 9. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'la TCK'nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmü gözetildiğinde, dosya kapsamına göre; hakkında "denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" karar verilen sanığın, kovuşturma aşamasında geçerli tebligat yapılan MERNİS adresine İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 31/08/2012 tarihli çağrı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda yapılan tebligatın, "adreste kimse bulunmaması" nedeniyle iade edilmesi üzerine, 31/10/2012 tarihli çağrı davetnamesinin, bilinen son adresi ile aynı olan MERNİS adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğe çıkarılması gerekirken, aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre usulüne aykırı olarak tebliğ edildiği ve sanığın herhangi bir başvuru yapmaması üzerine infaz dosyasının 03/12/2012 tarihinde kapatıldığı anlaşılmakla; 31/10/2012 tarihli çağrı yazısı sanığa usulsüz olarak tebliğ edilmiş olup, devamında müdürlüğe başvurmayan sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiğinden bahsedilemeyeceğinden, sanık hakkında "denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına" karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
2) Kabule göre de;
a) Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 22/10/2015 tarih – 2015/3491 esas ve 2015/4291 karar sayılı bozma ilamına uyulduğu halde, sanık hakkında daha önce işlediği başka bir kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, hükümden önce 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunduğundan; sanık hakkında ülke çapındaki
tüm tedavi ve denetimli serbestlik dosyalarının, UYAP dosya kayıtları ve adli sicil kaydı üzerinden, ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğü kanalıyla araştırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
b) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden önce yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 esas ve 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "...basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c) Sanık hakkında Gaziosmanpaşa (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 09/12/2013 tarihli, 2012/2151 esas ve 2013/1796 karar sayılı ilamı ile verilen hükümde; neticeten hapisten çevrili 6.000 TL adli para cezasına hükmedilmesi ve Yargıtay ( Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 22/10/2015 tarihli, 2015/3491 esas ve 2015/4291 karar sayılı ilamı ile bozmadan önceki hükmün sadece sanığın temyizi üzerine bozulması karşısında, sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının kazanılmış hak olduğu gözetilmeden, sanık hakkında 10 ay hapis cezasına ve TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunlarına karar verilerek, CMUK’un 326/son maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 09/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.