7201 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/975 Esas 2018/2607 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/975
Karar No: 2018/2607
Karar Tarihi: 12.03.2018

7201 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/975 Esas 2018/2607 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'na aykırılık suçundan mahkum edildiği belirtiliyor. Ancak başvurunun incelenmesi sonucu, sanığın suçunun hangi koşullar altında gerçekleştiğine dair yeterli bilginin mevcut olmadığı tespit ediliyor. Tebligatın muhattabı veya tebellüğ yetkisi olmayan kişiler tarafından sanığa ulaştırılması ve sanığın tebliğ memuruna yalan beyanda bulunarak tebliğ evrakını aldığı durumlar için suçun oluşacağı belirtiliyor. Ancak kovuşturma dosyasında tebligat parçasının yer almaması nedeniyle sanığın hukuki durumunun tayin edilememesi sebebiyle mahkumiyet hükmünün bozulduğu ifade ediliyor. Kararda, sanığın suçu Kanunun 55/1-c maddesi uyarınca işlediği ve yargılama sürecinde eksiklikler bulunduğu vurgulanıyor.
Kanun Maddeleri :
- 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 55/1-c maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
19. Ceza Dairesi         2018/975 E.  ,  2018/2607 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 7201 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi,kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun " Yalan Beyan" başlıklı 55/1-c maddesi, "Muhatap olmadığı veya muhatap namına tebellüğ etmeye yetkisi bulunmadığı halde tebliğ memuruna hüviyet ve sıfatı hakkında yalan beyanda bulunarak tebliğ evrakını alan kimse bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır." hükmünü amirdir.
    Kanun metnine göre suçun oluşabilmesi için sanığın öncelikle tebligatın muhattabı olmaması veya muhattap namına çıkarılan tebligatı tebellüğ etme yetkisine sahip olmayan kişilerden olması gerekmekte olup, ayrıca sanık tarafından tebellüğ işlemi gerçekleştirildiği sırada tebligat memuruna sanıkça hüviyet ve sıfatı hakkında yalan beyanda bulunulması şartı öngörülmüştür.
    Bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya gelince;
    Suç tarihi olan 25.10.2010 günü müşteki ... adına çıkartılan tebligatın hangi kurum tarafından hangi amaçla müştekiye gönderildiği, müşteki adına çıkarılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan bir tebligat olup olmadığı ve sanığın hangi beyanı üzerine tebligat memurunca sanığa tebliğ edildiğinin anlaşılması için öncelikle tebligat parçasının aslı ya da onaylı bir suretinin mahkemece kovuşturma dosyasına celbi ile sanığın ne şekilde tebligat evrakını almış olduğunun açıkça ortaya çıkarılmasının ardından sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, tebligat parçası veya onaylı sureti kovuşturma dosyası içeriğine alınmaksızın, yalnızca müştekilerin ve bir kısım tanıkların beyanı doğrultusunda eksik kovuşturma ile yetinilmek suretiyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 12/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.