17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9436 Karar No: 2017/9380 Karar Tarihi: 19.10.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/9436 Esas 2017/9380 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/9436 E. , 2017/9380 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait askeri araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada, askeri araçta bulunan davacının yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı Uzman Çavuş olarak görev yaptığı sırada idareye ait araçta görevli olarak bulunmakta iken geçirdiği trafik kazasında yaralandığını belirterek davalıdan maddi ve manevi tazminat istemektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası"nın "devlete ve kamu kuruluşlarına ait araçlar" başlığını taşıyan 106. maddesinde; "genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır. Bu kuruluşlar, 85 inci maddenin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere 101 inci maddedeki şartları haiz milli ... şirketlerine mali sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdürler." hükmü yer almaktadır. Maddenin bu açık hükmü karşısında devletin ve kamu kuruluşlarının, maliki bulundukları motorlu araçların neden oldukları zararlardan sorumluluğunun da işletenin sorumluluğu kapsamında değerlendirilmesi gereği açıktır. Zararın aracın maliki olan kamu tüzel kişi ve kuruluşlarında çalışan bir kişiye verilmiş olması sonuca etkili olmayıp, aynı sorumluluk ilkeleri geçerlidir. Bu hale göre uyuşmazlığın çözümünde 2918 sayılı Yasanın uygulanacağı ve aynı yasa gereğince uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı yeri olduğu benimsenerek işin esasına bakılarak varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçeyle yargı yolu bakımından davanın usulden reddine kararı verilmiş olması yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ;yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.