20. Hukuk Dairesi 2014/7892 E. , 2015/300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ..., ..., ... vekili; Kemer Kadastro Mahkemesine sunduğu 26.04.2012 tarihli dava dilekçesi ile ... Beldesinde bulunan 1621 ve 1622 parsel sayılı taşınmazların yörede 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan çalışmalara konu edilmediğini, oysa, taşınmazların kadastro mahkemesinin 1996/15-1998/148 sayılı kararı ile 2/B kapsamında olduğunun belirlendiğini ve dava konusu taşınmazların davacıların kullanımında olduğunu belirterek; 1621 ve 1622 parsel sayılı taşınmazların 2/B hak sahipliği tespitine dair bu çalışmaya alınmamasına dair 28.03.2012 tarihli işlemin yok sayılarak; 1621 sayılı parselin ..."in; 1622 sayılı parselin ise 2000 m2"sinin ...; 1500 m2"sinin ...; kalan 6539 m2"sinin ise ... adına fiili kullanıcı ve zilyet olarak tespiti ile tapu sicilinin beyanlar hanesine bu şekilde kaydedilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahil ... vekili; 1621 sayılı parselin ... kullanımında olduğunu belirterek davaya müdahil olmuştur.
Kadastro mahkemesince; dava konusu taşınmazların 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları dışında kaldığı, sözkonusu yerlerde 2/B çalışması dahi yapılmadığı belirtilerek, kadastro mahkemesinin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi ile birlikte dosya asliye hukuk mahkemesine gelmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonucu ise; dava konusu taşınmazların 2/B hak sahipliği tespitine alınmamasına dair 28.03.2012 tarihli işlemin yok sayılması telebinin idari yargıda çözümlenmesi gerektiği açıklanarak, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan çalışmalara konu edilmeyen taşınmazlarda davacıların kullanıcı olduğunun belirlenerek, tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 14.04.1977 tarihinde ilân edilip 14.04.1978 tarihinde kesinleşen aplikasyon, sınırlama dışı kalmış ormanlarda orman kadastrosu ve (1744 sayılı Kanunla) 2. madde uygulaması ile 05.04.1990 tarihinde ilân edilen 3302 sayılı Kanunun 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece; davanın idari işlemin yok sayılması talebini içerdiği ve bu uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yargı yolu bakımından usûlden reddine karar verilmiş ise de, 1744, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 6831 sayılı Kanunun
11/1. maddesi gereğince, orman kadastro komisyonlarının yaptıkları işlemlere itirazı olanlar, adliye mahkemelerine müracaat ile bu işlemlerin iptalini isteyebilir. Somut olayda; davacı gerçek kişiler tarafından 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan çalışmalara konu edilmeyen taşınmazlarda davacıların kullanıcı olduklarının ve hak sahipliğinin tespiti istendiğine göre; görevli mahkeme adliye mahkemeleri olup, idare mahkemesi görevli değildir.
Açıklanan husus gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.