Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/4889
Karar No: 2006/7175

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/4889 Esas 2006/7175 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/4889 E.  ,  2006/7175 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Çan  Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarih               :  25.10.2005
    No                   :  274-172  
          
    Davacı murisinin  iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacıların  yakınlarının  iş kazası sonucu ölümü nedeniyle  uğradıkları   maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece  davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece esas alınan kusur raporunda,  iş kazasının % 100 kaçınılmazlık nedeniyle oluştuğu  bildirilmiş tazminat raporu düzenlenirken ise, kusursuz   sorumluluk ilkesinden yola çıkılarak % 100 kaçınılmazlık nedeniyle davalı % 100 kusurlu  imiş gibi değerlendirme yapılmıştır.
    Kaçınılmazlık; hukuksal ve teknik anlamda; fennen önlenmesi mümkün bulunmayan başka bir anlatımla, işverence mevzuatın öngördüğü tüm önlemlerin alınmış olduğu koşullarda dahi önlenmesi mümkün bulunmayan durum ve sonuçları ifade eder.
    Bir olayın tamamen kaçınılmazlık sonucu meydana geldiğinin saptanması halinde hakim, işverenin sorumluluğunu, Borçlar Kanunu"nun 43. maddesini gözönünde tutarak hakkaniyet ölçüsünde saptamalıdır. İşçi-işveren arasındaki bu tür davalarda tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının göz önünde bulundurulması halinde; işverene biraz daha fazla  sorumluluk verilmesi; sosyal hukuk devleti ilkesi gereği düşünülebilir. Yargıtay"ın yerleşik uygulaması da bu yöndedir.
    Oysa dava konusu olayda, %100 kaçınılmazlık bulunmasına karşın hakim hesap  bilirkişisinin önerdiği ve % 100 oranında işverene sorumluluk yükleyen oranı aynen kabul etmiş ve davalı işvereni kaza sonucu meydana gelen davacı zararının  tamamından  sorumlu tutmuştur.Bu tür bir sorumluluk paylaşımı ise Borçlar Kanunu"nun 43. maddesine aykırıdır.
    Öte yandan  dosya kapsamında  anlaşılacağı üzere davacının  kendi adına asaleten çoçukları  adına velayeten  davalı ile  " maddi, manevi ve destekten yoksun kalma hak ve alacaklara karşılık toplam 10.000 YTL karşılığında  düzenlenmiş ibraneme mevcuttur.  Öncelikle ibranamede belirtilen miktarın, ne  kadarının  maddi ne kadarının manevi  tazminat olduğu hususunun her bir davacı için  açıklattırılması gerekir. Açıklama sonrası belirlenen manevi tazminat bedeli haricinde, manevi tazminatın bölünmezliği    ilkesi gereğince yeniden manevi  tazminata  hükmedilmeyeceği hususununda  gözönünde bulundurulması gerekir. 
    Uyuşmazlık olaydan sonra yapılan ödemenin davada en son hesaplanan tazminattan hangi kıstaslar nazara alınarak indirileceği konusunda toplanmaktadır. Kural olarak tazminat alacaklısına yapılmış ödemenin bu miktar ile sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır. Gerçek anlamda ödemeden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, ödemenin yapıldığı tarihteki verilerle hesaplanan tazminat ile ödenen miktar arasında  açık  oransızlığın bulunduğu durumlarda, yapılan ödeme makbuz  niteliğinde  kabul  edilebilir.  Bu  durumun, ödemenin yapıldığı tarih gözönünde tutularak davacının gerçek zararının uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanması suretiyle belirleneceği hukuksal gerçeği ortadadır. Oysa, yukarıda açıklandığı biçimde inceleme ve araştırma yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.  Yapılacak iş; ödemenin yapıldığı tarihteki veriler esas alınarak gerçek zararı saptamak, böylece tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunup bulunmadığını denetlemek, açık oransızlığın bulunması durumunda ödemeleri “kısmi ifayı içeren makbuz” niteliğinde kabul  etmek  ve  yapılan  ödemenin;  ödeme  tarihindeki, gerçek zararı hangi oranda karşıladığını saptamak; son verilere göre hesaplanan tazminat miktarından, yasal indirimler yapılmak suretiyle belirlenecek gerçek zarardan davalı tarafın; ödeme yapılan tarihe göre; zararın karşılandığı oranda indirim yapmak daha sonra kalan miktara hükmetmek gerekir. Açık oransızlığın bulunmadığının tespiti halinde ise davacıların  maddi tazminat talebinin tümden reddine karar vermek gerekir.
    Yukarıda  belirtilen  maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın mahkemece yazılı şekilde  hüküm tesis edilmesi  usul ve yasaya  aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.6.2006   gününde oybirliğiyle karar verildi.
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi