17. Hukuk Dairesi 2015/3639 E. , 2017/9350 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 15.06.2012 tarihinde davacının babasının kullandığı araca davalıların sürücü, işleten ve trafik sigortacısı olan aracın çarpması sonucu meydana gelen kaza nedeni ile davacının babasının kazadan 6 gün sonra vefat ettiğini, davacının babasının desteğinden yoksun kaldığını, aracın pert olduğunu, tedavi gideri ve defin gideri harcamalarında bulunduklarını bunun tazmini için 500,00 TL maddi tazminatın, manevi sıkıntılar için de 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en ... faiz oranı ile davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, maddi tazminat yönünden davanın reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2012"den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacı vekili dava dilekçesinde, ölüm neticesinde müvekkilinin müteveffanın mevcut ve muhtemel desteğini yitirdiğini, 8 gün hastanede kaldığı için tedavi giderleri yanında, cenaze ve defin giderlerinin de olduğunu, ayrıca kazaya karışan aracın pert olduğunu belirterek tüm bu masrafların telafisi için 500,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Davacı vekili, karar celsesinde; “Dava dilekçemizi tekrar ederiz. Davacı olası maddi desteğini yitirmiştir. Ayrıca trafik kazası sonucu araç hasara uğramış ve araçtan müvekkile intikal edecek kısım yönünden zararı giderilmemiştir. Bu sebeplerle davamızın kabulüne karar verilsin.” şeklinde beyanda bulunmuş, mahkemece, davacı vekiline 500,00 TL maddi tazminatın hangi maddi talebi için ne kadar istediği açıklattırılmamış, araç hasarı ve tedavi giderleri için bilirkişi incelemesi yapmaksızın, defin gideri için ilgili kuruma sorulmaksızın davacı vekilinin aşamalarda destekten yoksun kalma tazminatı dışındaki taleplerine ilişkin delil sunmadığı ve davacının zararını ispat edemediği, bunun yanında aracın pert olduğu belirtilmiş ise de, bu yönden talep edilen bir tazminattan bahsedilmediği gibi araçtaki hasar durumuna ilişkin bir tespit de yaptırılmadığı, dosya kapsamı itibariyle böyle bir tespitin yapılması mümkün olmadığı gerekçesiyle destekten yoksun kalma dışındaki tazminat talepleri reddedilmiştir. Davacı vekilinin, destekten yoksun kalma tazminatı dışında araç hasarı, defin gideri, desteğin ölüm tarihine kadar geçen süre için görmüş olduğu tedavi nedeni ile tedavi gideri talepleri olduğu dava dilekçesi ile anlaşılmakta, fakat hangi kalem zarar için ne kadar istendiği anlaşılamamaktadır. O halde, mahkemece yapılacak öncelikli iş; davacı vekiline dava dilekçesindeki 500,00 TL maddi talebi açıklattırılarak, destekten yoksun kalma tazminatı haricindeki diğer maddi kalemler için diğer mirasçıların iştirak halinde mülkiyeti söz konusu olduğundan ölen ...’ın diğer mirasçıları tespit edilerek davaya dahil etmek olacaktır.
Mahkemece araç hasarına ilişkin olarak bilirkişiden rapor alınmadan bu talep yönünden dava reddedilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda Mahkemece, İTÜ veya ... Müdürlüğü fen heyetinden oluşan araç hasarı konusunda uzman bilirkişi kurulundan, davaya konu kaza sebebiyle kaza tarihinde muris ...’a ait olan araçta oluşan hasar miktarının ve aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının belirlenmesi için tüm dosya kapsamının irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli denetime elverişli bir rapor alınarak varsa gerçek zararının belirlenmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken araç hasarı hususunda rapor alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin davacı desteği ... için kaza tarihinden ölüm tarihine kadar yapıldığını iddia ettiği tedavilere ilişkin tedavi evrakları ilgili kurumlardan getirtilerek konusunda uzman tıp doktoru bilirkişiden rapor alınarak murisin celp edilen tedavi evraklarından yaralanmasının şekli ve niteliğine göre yapması muhtemel belgeli veya belgeye bağlanamayan tedavi giderlerinin tespiti, yaralanmasının tedaviyi gerektirip gerektirmediği gerektiriyorsa uygulanacak tedavi hizmetinin ücreti belirlenerek uzman doktor bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre 818 sayılı BK"nın 42. maddesi gereğince olayın özelliği değerlendirilmek suretiyle bu kalem isteklere ilişkin karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Ayrıca, cenazenin defnedilmesi için yapılması zorunlu masraflardan davalı tarafın sorumlu tutulabileceği ve taziyeye ilişkin giderlerden sorumlu tutulamayacağına ilişkin Dairemiz"in yerleşik uygulaması göz önünden bulundurularak; cenaze dolayısıyla yapılması zorunlu olan masrafların gerekirse ilgili Müftülük"ten sorulmak suretiyle makul, uygun miktarda cenaze ve defin masrafı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 512,32 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."ndan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.