21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/5903 Karar No: 2006/7049 Karar Tarihi: 27.06.2006
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/5903 Esas 2006/7049 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/5903 E. , 2006/7049 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Şanlıurfa İş Mahkemesi Tarih : 15/03/2006 No : 71-41
Davacılar, iş kazası sonucu malüliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 294.693.00 YTL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar ile davalılardan A.-D. İş Ortaklığı vekillerince istenilmesi ve davalılardan A.-D.İş Ortaklığı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27/06/2006 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan A.-D.İş Ortaklığı vekili Avukat A. Y. , T. S. Vekili Avukat G. Ç. ile karşı taraf vekili Avukat R.T. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, davacı S. Ç.’in manevi tazminat talebi ile ilgili olumlu yada olumsuz verilmemiş ise de davacının temyizinin kapsamına göre, davacıların tüm, davalı A.-D.iş ortaklığının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Uyuşmazlık, davacı S. Ç. ’in geçirdiği iş kazası sonucu bakıma muhtaç ve %100 iş göremez duruma gelmesi nedeniyle davacı kardeşlere manevi tazminat verilip verilemeyeceği noktasındadır. Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Ancak cismani zarar kavramına (B.K.46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu öğretide ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir.Öyleyse bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana. baba. karı. Koca,evlat gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa (örneğin eyleme uğrayan yakın kişi %100 iş göremez duruma gelmişse) onlarında manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara uğrama söz konusudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.4.1995 gün ve 1995/ 11-122,1995/430 23.9.1987 gün ve E.1987/9-183 K.1987/655 sayılı kararları da aynı esaslara dayanmaktadır. Somut olayda, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle kazalının 22.9.2003 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünü %100 oranında kaybettiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmakta ise de, kazalı ile aynı evde birlikte oturmadıkları anlaşılan davacı kardeşlerin ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüklerinin ağır şekilde bozulduğu iddia ve ispatlanmamıştır. Açıklanan maddi ve hukuki olgular nedeniyle olayda uygun illiyet bağı ve hukuka aykırılık koşulları oluşmadığından davacı kardeşler R.,K.,Y.,Z.,S.’nin manevi tazminat istemlerinin reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davalı A.-D. iş ortaklığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılardan A.-D. İş Ortaklığı yararına takdir edilen 450.00 YTL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı A. D."a iadesine, 27.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.