17. Hukuk Dairesi 2016/7597 E. , 2017/9339 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları aracın, 05.06.2005 tarihinde neden olduğu trafik kazası sonucunda, müvekkillerinin desteği ..."in yaşamını yitirdiğini belirterek, davacıların her biri için 500,00 er TL maddi ve davacı eş için 40.000,00 TL manevi, diğer davacıların her biri için de 30.000,00"er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi ve toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Davacılar vekili tarafından 11.02.2010 tarihli ıslah dilekçesi verilmiş ve maddi tazminat istemi, yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda artırılmıştır.
Davacılar vekili birleşen dosyada, ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2007/19 Esas sayılı davada alacaklarının bilirkişi raporuna göre belirlenmiş olup ortaya çıkan fazla alacak için ek dava zorunluluğunun doğduğunu, buna göre ... adına 22.978 TL maddi tazminat, ... adına 11.489 TL maddi tazminat olnak üzere toplam 34.467 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve miiteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, Dairemizin 24/11/2014 tarih 2013/19937 Esas 2016/2674 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan delillere göre; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalılar ...ve ... yönünden; haklarında verilen ilk karar (2007/19-2010/440) kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı ... yönünden; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda hakkında verilen kararın bozma ilamı dışında kalan yönleri kesinleşmiş olduğundan, (2013/41-288) kesinleşen yönlerden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, uyulan bozma ilamı doğrultusunda harçtan sorumlu tutulmamasına, birleşen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/259 ESAS Sayılı dosyasında davacıların maddi tazminat davalarının kabulü ile; sağ eş ... için 22.978 TL, ... için 11.489 TL destekten yoksun kalma tazminatının 5/6/2005 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, ..."e kendisine asaleten ..."e velayeten ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararının 1 ve 2 nolu fıkralarında; “ 1-Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalılar ...ve ... yönünden; haklarında verilen ilk karar (2007/19-2010/440) kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Davalı ... yönünden; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda hakkında verilen kararın bozma ilamı dışında kalan yönleri kesinleşmiş olduğundan, (2013/41-288) kesinleşen yönlerden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, uyulan bozma ilamı doğrultusunda harçtan sorumlu tutulmamasına” denildiği halde, gerekçeli kararın “Birleşen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/259 Esas Sayılı Dosyasında:” başlıklı bölümünün 1. bendinde “ 1-Davacıların maddi tazminat davalarının kabulü ile; sağ eş ... için 22.978 TL, ... için 11.489 TL destekten yoksun kalma tazminatının 5/6/2005 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, ..."e kendisine asaleten ..."e velayeten ödenmesine, davacı tarafın reeskont faizi talebinin yerinde görülmediğinden reddine,” denilmiştir. Bu hal, HUMK.’nun 381/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-)Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.