19. Hukuk Dairesi 2014/8269 E. , 2014/11768 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2012
NUMARASI : 2011/418-2012/319
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere akaryakıt istasyonuna yapılmış olan sabit yatırım bedelinin geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kullanılamayacak sözleşme süresine karşılık gelen kısmının güncelleştirilmiş (ÜFE ve Amortisman tatbiki ile) değeri olan 758,71 TL"nin 18/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDVsi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca intifa hakkının terkini işlemi için ödenmek zorunda kalınan 120.717,00 TL"nin de davalı T.. Y.."dan müvekkili tarafından ödendiği tarihten itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV si ile birlikte tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı E.. A.. vekili, dava konusu alacaklar yönünden BK"nun 66. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren işlemekte olan 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiğini, müvekkilinin sadece arsa maliki olup sözleşmenin işletici E... Petrol-M.. A.. ile yapıldığını, sabit yatırım bedelinin ondan istenmesi gerektiğini bildirerek, kendileri yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı T.. Y.. vekili, davanın görülmesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkilinin söz konusu taşınmazın 1/4 hissesini 04.08.2010 tarihinde iktisap ettiğini, intifa şerhinin kendisi malı iktisap etmeden önce 19.11.1999 tarihinde tapuya konulduğunu, intifa terkin bedelinin maliklerin sorumluluğunda olduğuna ilişkin sözleşmenin de önceki malikler ile davacı arasında imzalandığını, bu kapsamda müvekkilinin terkin bedelinden sorumluluğunun bulunmadığını, bayilik sözleşmesi gereği intifa giderlerinin maliklere yapılacak ödemelerden mahsup edilmesinin kararlaştırıldığını, kendisine de davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, ayrıca bu konuda alınan teminat mektubunun da paraya çevrilmesi suretiyle bu giderlerin karşılanması gerektiğini, davacının sabit yatırım bedeli konusunda da herhangi bir delil sunmadığını, harcama yapıldığına dair bir düzenleme ya da ibare bulunmadığını, talebin de ticari olmadığını, avans faizi ve KDV taleplerinin yerinde olmadığını belirtmiştir.
Davalı M.. A.. vekili, müvekkili M.. A.. hakkında açılan hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, petrol istasyonu olarak kullanılmakta olan gayrimenkul üzerine davacı tarafça yapıldığı bildirilen kalıcı teknik yatırımların işletme sözleşmesinin bir gereği olarak sözleşmenin süresine bakılmaksızın yapılması gereken yatırımlar olduğu, zira sözleşmenin ifa edilebilmesi için her halükarda bu kalıcı teknik yatırımların davacı tarafça yapılması gerektiği, petrol istasyonuna davacı tarafça yapıldığı bildirilen kalıcı teknik yatırımların bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalılardan tahsili istemine ilişkin kalemin yerinde olmadığı, benzer nitelikteki davalarda sabit yatırım bedellerinin güncellenmiş değerinin aynı gerekçelerle istenemeyeceğine ilişkin mahkeme kararlarının Yargıtay denetiminden geçerek onandığı gerekçesiyle, davacının sabit yatırım bedeli talebinin tüm davalılar yönünden reddine, davalı T.. Y.."dan talep edilen terkin harç ve masraflarının ise, bu giderlerden maliklerin sorumlu olduğuna ilişkin sözleşmenin davalı taşınmazdaki hisseyi devralmadan önce önceki malikler ve davacı arasında yapılan sözleşmelerle belirlendiği, davalının bu sözleşmede imzasının bulunmadığı, ayrıca terkinden kısa bir süre önce taşınmazı devralmış olmakla kendisine intifa nedeniyle de herhangi bir bedel ödenmediği, sözleşme hükümleri kapsamında intifa tescil ve terkini hususunda yapılan harç ve giderlerin maliklerden ve işletenden tahsili için yapılan ödemelerin mahsubu yolunun belirlendiği, davalıya da bu kapsamda herhangi bir ödeme yapılmadığından mahsup edilip edilmeyeceğinin de incelenemeyeceği, davalının talep edilen terkin bedelinden sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle ise davacının davalı T.. Y.."dan talep ettiği intifa terkin giderine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş olup, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf lehine, bayi şirket ile arasında olan akde bağlı olarak davalıların maliki oldukları taşınmaz üzerinde intifa hakkı tesis edilmiştir. Dava açılmadan önce davacı taraf taşınmazda tesis edilen intifayı terkin etmiş olup, yasa uyarınca intifa şerhinin tapudan terkininde taşınmazın maliklerinin sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece, intifa terkin bedelinin taşınmaz maliklerinden davacı yanca talep edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Ne var ki, dava dilekçesinde intifa terkin harcı bedelinin davalılardan talep edildiği dilekçenin açıklamalar kısmında belirtilmesine rağmen, dilekçenin sonuç kısmında sadece davalılardan T.. Y.."dan tahsilinin istendiği belirtilmektedir. Bu durumda davacı vekilinin intifa terkin tahsil harcını kimden talep ettiği hususu açıklattırılarak, işin esasının bu açıklamadan sonra incelenmesi gerekir.
Öte yandan, intifa hakkının kullanımı sırasında davacı tarafından yapılan sabit yatırımın (bina, duvar v.s.) taşınmaza artı bir değer katması halinde, intifanın terkini ve taşınmazın kullanımının sona ermesi durumunda, davacı taşınmaza fayda sağlayan bedeli talep edebilir. Bu yönden taşınmaz üzerinde keşif yapılarak, bu talebin yerinde olup olmadığının saptanması gerekir.
Açıklanan hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.