4. Hukuk Dairesi 2011/1641 E. , 2012/4356 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/11/2008 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın Hakların Korunması ile ilgili Hükümler başlığı altında ve 36. maddesinde; herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahip olduğu yer almıştır. Bu düzenleniş biçimi itibariyle kişinin hak arama özgürlüğünün güvence altına alındığı görülmektedir. İşte bundan dolayıdır ki kişi, gerek yargı mercileri önünde ve gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendisine zarar veren kişilere karşı, zarar gören haklarının korunmasını, bunun sonucu olarak zarar veren hakkında yasal işlem yapılmasına ve bu bağlamda cezalandırılmasını isteme hak ve yetkisine sahiptir.
Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için, şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların olması zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bu olgu veya emareye dayanılarak, orta düzeydeki başka bir kişinin de böyle bir olay karşısında, davalı gibi hareket etmesinin uygun görüleceği diğer bir anlatımla orta düzeydeki kişinin de somut olaydaki gibi davranacağı ve şikayet hakkını kullanmasının uygunluğu kabul edilmelidir.
Davalı, Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği 05.03.2007 tarihli dilekçe ile; davacının da ismini vererek canlı hayvan alım satımında davacınında aralarında bulunduğu kişiler tarafından dolandırıldığını, eylemlerin planlı olduğunu, örgütlü şekilde faaliyette bulunulduğunu, başka şahıslarında şikayet ettiği kişiler tarafından dolandırıldığını belirterek suç duyurusunda bulunmuştur. Davacı hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca dolandırıcılık suçundan tahkikat yapılarak; davacı ve davalı arasında geçen olayların hukuki ihtilaf olduğu gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Dosya arasına giren bilgi ve belgelere göre; başka mağdurlar tarafından yapılan şikayetler nedeniyle davacı ve başka şüpheliler hakkında nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, tehdit, avukatın görevini kötüye kullanması ve başka suçlardan 28.08.2008 tarihi öncesi ... ili ve çevresinde gerçekleşen olaylar nedeniyle 07.04.2009 tarihli iddianame ile ... ağır ceza mahkemesine dava açılması, iddianamede geçen kimi olayların davacının şikayet dilekçesinde de yer alması, davacı ile davalı arasındaki olayların hukuki ihtilaf olması nedeniyle davalının şikayetiyle ilgili kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi ve şikayet dilekçesi içeriğindeki iddialar birlikte değerlendirildiğinde; davalının bir takım somut olaylar ve emareler üzerine şikayette bulunduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde davalının yasal şikayet hakkını kullandığının kabulü gerekir. Mahkemece,davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.