17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3564 Karar No: 2017/9331 Karar Tarihi: 19.10.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/3564 Esas 2017/9331 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/3564 E. , 2017/9331 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı şirkete trafik sigortalı aracın sürücü ve işleteni olan davacıların desteklerinin tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, daha önce davacılar tarafından açılan destekten yoksun kalma davasının davacı tarafça takip edilmediğinden müracaata bırakıldığını ve söz konusu dosyada davacıların alacaklarının poliçe limitine oranlandığını belirterek; 60.000,00 TL maddi tazminatın ilk dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı nedeni ile davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak; zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK"nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, ... 2006, s. 794). Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmaz. 2918 sayılı ..."nın 109/I. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiştir. Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 18.03.2007 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacıların desteği ölmüştür. 765 sayılı TCK ya göre taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak suçu için öngörülen zamanaşımı süresi 5 yıl ise de davaya konu eylem 765 sayılı TCK döneminde değil 5237 sayılı TCK döneminde gerçekleşmiştir. Buna göre eylem için(TCK 85/1) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 66/1-d maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu dikkate alındığında zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. O halde zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle esasa girilerek toplanacak delillere göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.