Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/3598 Esas 2017/9316 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3598
Karar No: 2017/9316
Karar Tarihi: 19.10.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/3598 Esas 2017/9316 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/3598 E.  ,  2017/9316 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davacının sevk ve idaresindeki araç ile davalının sevk ve idaresindeki aracın çarpışması sonucu gerçekleşen kazada davacının sakatlandığını belirterek, kusur durumu dikkate alınmak suretiyle 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, kaza tarihinin 05.06.2010, dava tarihinin ise 29.05.2014 olduğunu, dava zamanaşımına uğradığından reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararlar nedeni ile açılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte
    olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK."nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacının kusurunun ağırlığı ve maluliyet oranı ve diğer hususlar gözetildiğinde takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve davacı için hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 255,61 TL kalan harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.