Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15112 Esas 2020/1423 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15112
Karar No: 2020/1423
Karar Tarihi: 06.02.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15112 Esas 2020/1423 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebiyle dava açmıştır. Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Davacı temyiz etmiş, ancak karar verildikten ve temyiz edildikten sonra davadan feragat etmiştir. Feragatın kati bir hüküm olduğu ve karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı belirtilmiştir. Kararın davacının feragati hakkında bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği karara bağlanmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
14. Hukuk Dairesi         2016/15112 E.  ,  2020/1423 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Davacı hükmün verilmesinden ve kararı temyizinden sonra 27.01.2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, usulüne uygun şekilde kimlik tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır.
    6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
    Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararı)
    Bu nedenle kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle feragat nedeniyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.