3. Hukuk Dairesi 2020/6137 E. , 2021/7107 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 27/03/2012- 22/11/2013 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız nedenlerle feshedildiğini belirterek 2.966,18 TL kıdem tazminatı, 2.000,70 TL ihbar tazminatı, 100 TL kötü niyet tazminatı, 100 TL son aya ait ücret alacağı, 500 TL Kasım ayına ait araç ücreti, 100 TL yıllık izin ücreti alacağı toplamı 5.768,88 TL"nin, kıdem tazminatı için fesih tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek faizi ile, diğer alacaklar için dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 23/03/2015 tarihli dilekçe ile talebini 6.752,44 TL"ye artırmıştır.
Davalı; davacının tarımsal danışmanlık hizmeti vermek ve hayvanlara küpe takma işi ile görevlendirildiği halde işini savsakladığını ve birliği zarara uğrattığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi"nin 14/11/2017 tarih 2015/20948 esas 2017/24879 karar sayılı ilamı ile " Davalı işyerinin sığır ve damızlık yetiştiriciler birliği olarak teşekkül ettiği, davacının işinin birlik üyelerine tarımsal danışmanlık hizmeti vermek olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta ancak davalı işyerindeki çalışan sayısı tespit edilememektedir. Buna göre, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalı işyerinde yapılan işin 4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinde düzenlenen istisna niteliğinde ve çalışan sayısının elli veya daha az olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre iş mahkemesinin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 4857 sayılı İş Kanunu ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu gereği kural olarak iş sözleşmesi gereği çalışan işçi ile iş veren arasındaki uyuşmazlıklarda İş Mahkemesi görevlidir. Ne var ki 4857 Sayılı İş Kanunu 4. maddesinin (6) bendinde 50"den az işçi çalıştıran Tarım ve Orman İşlerinin yapıldığı iş yerlerinde ve işletmelerinde İş Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür. Somut olayda da davalı işyerinde 50’den az işçi çalıştırıldığı tespit edilmiştir. Hal böyle olunca maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime ait olduğundan (6100 sayılı HMK m. 33) iddianın ileri sürülüş şekline göre davanın, hizmet akdinin haksız olarak davalı tarafından feshedilmesi nedeniyle hak kazanılan işçilik alacakları isteğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacının istemleri arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti alacağı yer almaktadır. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer almayan hususlarda İş Kanunu ve diğer ilgili mevzuatın uygulanacağı hususu kararlaştırılmış olması nedeniyle, eldeki davada İş Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile Eskişehir İş Mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemece, davacının taleplerinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirilmesi ve 6098 sayılı TBK"nın 431. vd maddeleri gözetilerek uzman bilirkişiden rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.