Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2017/4
Karar No: 2017/202

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/4 Esas 2017/202 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO : 2017/4

          KARAR NO : 2017/202

          KARAR TR  : 10.04.2017

 

ÖZET : Davalı idarece yağmur sularının davacıya ait araziye akıtıldığı ileri sürülerek, yağmur sularının davacının arazisine akıtılmaması, bu hususta müdahalenin menine karar verilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı             : O.S.

Vekili              : Av. M.Y.

Davalı             : Demirci Belediye Başkanlığı

            Vekili              : Av. İ.U.

 

            O L A Y         : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Manisa İli, Demirci İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, 353 ada 2 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olup, doğusu ve kuzeyinin maliki F.A. olan 3 parsel olduğunu, 3 parselin kuzeyinin de Demirci Ilıca yolu olduğunu, Demirci Belediyesinin yol boyunca birikmiş bir şekilde akıp gelen yağmur suları için müvekkilinin ve onun kuzeyindeki 3 no"lu parselin üstünde yolun çukurlaştığı yerde menfez yaparak gelen suyu yolun altından arazilere çevirdiğini, dar olan 3 no"lu parseli geçen suların müvekkilinin arazisini uzun bir dere haline getirdiğini, Belediyenin bu suyu müvekkilinin arazisine zarar vermeden büz içine alarak akıtabileceğini, ancak bunu yapmadığını ve suların müvekkilinin arazisinde yarık açtığını, yağmur sularının toprağı alıp götürdüğünü ve götürmeye devam ettiğini, müvekkilinin masraf ederek 3 no"lu parselin hemen altından kendi arazisinin doğu sınırına kanal açtığını, ancak 3 no"lu parselin malikinin müvekkilinin açtığı kanala su gelmeyecek şekilde önünü kapatarak suyun akmasına mani olduğunu, ayrıca 3 no"lu parselin malikinin kendi arazisi ile müvekkilinin arazisi arasındaki sınırı işlerken taşarak haksız müdahalede bulunduğunu, sınıra çok yakın yere kiraz ve zeytin ağaçları diktiğini, bu ağaçların en az 3 metre mesafede kendi arazisi içine dikilmesi gerektiğini, bunların ileride müvekkilinin arazisine kök ve gölge olarak zararının olacağını belirterek, davalıların müvekkilinin arazisine yaptığı tecavüzün önlenmesi için meni müdahale kararı verilmesini, yaptıkları zarar nedeniyle davalıdan müştereken ve müteselsilen 10.000 TL tazminatın tahsili istemiyle F.A. ve Demirci Belediye Başkanlığına karşı adli yargıda dava açmıştır.

            Demirci Asliye Hukuk Mahkemesi 25.4.2012 tarihli ara kararı ile Demirci Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın tefrikine karar vermiş ve tefrik edilen dava E:2012/86 esas sayılı dosyaya kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.

DEMİRCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 23.5.2012 gün ve E:2012/86, K:2012/155 sayı ile, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 11/02/1959 tarih ve 1958/17 Esas, 1959/15 Karar sayılı ilamında "kamu kuruluşlarının verdikleri kararlar sonunda plan ve projelere uygun olarak tesisler yaptırmış olmaları ya da bu tesisleri kullanmaları yahut tesislere bakmaları nedeniyle kişilerin uğramış oldukları zararların ödetilmesine ilişkin davaların" yönetsel nitelikte olup, bu tür davalara bakmaya idari yargının görevli olduğunun belirtildiği, İçtihadı Birleştirme kararı gereğince eldeki uyuşmazlığın davalı Belediye Başkanlığı tarafından yaptırılan menfezden kaynaklandığı anlaşıldığından, yargı yolu yönünden davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, müdahalenin men’i ve 10.000,00 TL maddi tazminat istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Manisa 2. İdare Mahkemesi: 22.2.2013 gün ve E: 2013/220, K: 2013/167 sayı ile, niteliği itibariyle adli yargı yerlerinden istenilmesi mümkün olan, idari yargı yerlerinde incelenebilmesine olanak bulunmayan "müdahalenin menine karar verilmesi" yönündeki istemin dava dilekçesinde yer aldığı anlaşıldığından dava dilekçesi belirtilen yönleriyle usule uygun bulunmamıştır." gerekçeleriyle dilekçenin reddine karar verilmesine rağmen, yenilenen dava dilekçesinde de yağmur sularının davacıya ait araziye akıtılmamasına, bu hususta müdahalenin menine karar verilmesinin istenildiği, istenilen maddi tazminatın hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğuna yönelik açıklamada bulunulmadığı, dolayısıyla aynı yanlışlıkların sürdürüldüğü, dilekçenin mevcut hali sağlıklı bir yargılama yapılmasına imkan vermediğinden, davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca davanın reddine karar vermiş, bu karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.

Manisa Bölge İdare Mahkemesi: 29.5.2013 gün ve E:2013/340, K:2013/344 sayı ile, davada, dilekçenin reddedilmesi üzerine yenilenen dava dilekçesinde aynı yanlışlıklar yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine yönelik olarak verilen kararın tek hakim kararı olduğu, oysa yenilenen dilekçede tazminat talebinin yanı sıra, davacı vekili tarafından, davalı belediyenin yağmur sularının müvekkilinin arazisine akıtmamasına, bu husustaki müdahalesinin menine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmekle, davanın tek hakim yerine heyet halinde çözümlenmesi gerektiğinden, itiraza konu kararda usul yönünden yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.

Manisa 2. İdare Mahkemesi: 13.8.2013 gün ve E: 2013/693, K: 2013/622 sayı ile, 2577 sayılı Kanunun 2. maddesinde sayılan dava türlerinden hiçbirine girmemesi, başka bir ifadeyle söz konusu taleplerin iptal davasına konu olmasının mümkün bulunmaması, öte yandan 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun uyarınca idareye yapılan başvurunun reddi yönündeki herhangi bir işlemin dava konusu edilmemesi, adli yargı yerlerince karşılanması mümkün olan el atmanın önlenmesi veya müdahalenin refı ya da kali yolundaki zilyetlikten doğan taleplerin idari yargı yerlerince karşılanmasının olanaksız olması, idare yerine geçip idari işlem ya da eylem niteliğinde yargı kararının verilmesinin mümkün bulunmaması hususları bir arada değerlendirildiğinde, anılan talepleri de içeren dilekçeyle açılan davada davanın konusunun belirlenmesinde tereddütlere yer verildiği anlaşıldığından, bu durumda, söz konusu eksiklik ve aykırılıklar giderildikten sonra yeniden dava açmakta serbest olmak üzere dava dilekçesinin reddi gerektiği sonucuna varıldığı; 2577 sayılı Kanun"un 3. maddesi hükmüne uygun bulunmayan dava dilekçesinin aynı Kanunun 15/1-d maddesi uyarınca bu kararın tebliğini izleyen 30 gün içinde belirtildiği biçimde yenilenerek tekrar dava açılmakta serbest olmak üzere dilekçenin reddine karar vermiştir.

Davacı vekili davalı idarenin müdahalesinin men’ine karar verilmesi istemiyle dilekçesini yenilemiştir.

MANİSA 2. İDARE MAHKEMESİ: 28.10.2013 gün ve E: 2013/818, K: 2013/785 sayı ile, davacının tazminat talebinin bulunmadığı hususları bir arada değerlendirildiğinde, müdahalenin meni talebini içeren dilekçeyle açılan davada Mahkemelerinin görevsiz olduğu, davanın çözümünde Adli Yargı yerlerinin görevli olduğu, mahkemelerinde açılan bu davanın görev yönünden reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili adli ve idari yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Birgül KURT, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 10.04.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı idarece yağmur sularının davacıya ait araziye akıtıldığı ileri sürülerek, yağmur sularının davacının arazisine akıtılmaması, bu hususta müdahalenin menine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Belediyenin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla hazırlanan 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinde; “Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla;

a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. (Mülga son cümle: 12/11/2012- 6360/17 md.) (…)(Ek cümleler: 12/11/2012-6360/17 md.) Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.

b) (…) Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir; sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir; mabetlerin yapımı, bakımı, onarımını yapabilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımını yapabilir, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir. (Değişik ikinci cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) Gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı yapabilir.

(Ek fıkra: 12/11/2012-6360/17 md.; Değişik: 12/7/2013-6495/100 md.) Belediyelerin birinci fıkranın (b) bendi uyarınca, sporu teşvik etmek amacıyla yapacakları nakdi yardım, bir önceki yıl genel bütçe vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden miktarın; büyükşehir belediyeleri için binde yedisini, diğer belediyeler için binde on ikisini geçemez.

(İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 24/1/2007 tarihli ve E.2005/95, K.2007/5 sayılı Kararı ile)

Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, belediyenin malî durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirlenir.

Belediye hizmetleri, vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulur. Hizmet sunumunda engelli, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanır. 

Belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı belediye sınırlarını kapsar.

Belediye meclisinin kararı ile mücavir alanlara da belediye hizmetleri götürülebilir.

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümleri saklıdır.

(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/29 md.) Sivil hava ulaşımına açık havaalanları ile bu havaalanları bünyesinde yer alan tüm tesisler bu Kanunun kapsamı dışındadır.” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının, Manisa İli, Demirci İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, 353 ada 2 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu; Demirci Belediyesinin, Demirciden yol boyunca birikmiş olarak akıp gelen suları için davacının ve onun kuzeyinde bulunan 3 no’lu parselin üstünde, yolun çukurlaştığı yada menfez yaparak yolun altından suyu arazilere çevirdiğini, dar olan 3 numaralı parseli geçen suların davacının arazisini uzun bir dere halinde yardığını; yağmur sularının davacının arazisinde dere açtığını; her yağmurda arazinin zarar gördüğünü ileri sürerek davalı belediyenin yağmur sularını davacının arazisine akıtmamasına bu husustaki müdahalenin men’ine karar verilmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Diğer yandan davalı Belediye Başkanlığı vekilinin 31.5.2011 tarihinde Köprübaşı Asliye Hukuk Mahkemesi kayıtlarına giren cevap dilekçesinde, dava konusu menfezin Belediyelerince yapılmadığını belirttiği ve özel idare tarafından yapıldığını iddia ettiği görülmekte ise de, Manisa İl Özel İdaresinin 21.9.2011 tarihli yazısından söz konusu adresin Belediye mücavir alan hudutları dahilinde kaldığı, dolayısıyla adı geçen yerde kurumları tarafından herhangi bir menfez çalışmasının yapılmadığının anlaşıldığı; davalı idare vekilinin cevap dilekçesindeki diğer bir konu, idari eylem, işlem ve sözleşmelerden doğan davalara bakmakla görevli mahkemelerin idare mahkemeleri olduğu, dolayısıyla davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği iddiası ise de; davalı idarece dosyaya menfezin plan ve proje kapsamında yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı görülmektedir.  

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i  ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

            Belirtilen genel kabul doğrultusunda olan ve “ Devlet Karayolları veya Su İşleri Umum Müdürlükleri, Belediyeler veya Hususi İdareler gibi amme teşekküllerinin verdikleri kararlar sonunda ve plan ve projelere uygun olmak üzere tesisler yaptırmış olmaları veya bu tesisleri kullanmaları veya bu tesislere bakmaları sebebiyle ferdlerin uğramış oldukları zararların tazminine ilişkin davaların idari davalardan olduklarına ve bu bakımdan bu davalarda idari kazanın vazifeli bulunduğuna ...” ilişkin 11.2.1959 günlü, E: 1958/17, K: 1959/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararının III. bendinde, “ İstimlaksız el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanunu’na uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava, Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

            Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan veya projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

            Yapılan işlerin plan veya projelere aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

            Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur.” denilmektedir.( Anılan Y.İ.B.K. kararı, 11.5.1959 tarih ve 10202 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.)

Bu durumda açılan davanın, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak kurulmuş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1. maddesinde belirtilen dava türlerinden olmayıp, müdahalenin men’i (el atmanın önlenmesi), müdahaleyi oluşturan kısımların kal"i ile yıkıntıların kaldırılması temelinden kaynaklanan ve bunların doğal sonucu olan tazminat istemine de ilişkin olabileceği sonucuna varılmış olup, davanın adli yargı düzeninde yer alan bir dava türü ol­ması nedenleriyle uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözüm­lenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Belirtilen duruma ve davanın niteliğine göre, idarenin ayni bir hakka müdahalesinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi işin esasını teşkil etmekte olup, iptalinin ya da böyle bir tasarruf nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenilmemiş bulunması karşısında, haksız fiilden doğduğu anlaşılan men’i müdahale, eski hale getirme davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Demirci Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23.5.2012 gün ve E:2012/86, K:2012/155 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, Demirci Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23.5.2012 gün ve E:2012/86, K:2012/155 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 10.04.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Birgül

KURT

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi