Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/27076 Esas 2010/9388 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu S.Ö."e ".....Mah. ... Bulvarı....... Cad. .........Apt. Kat. .. No:..Antalya"adresine gönderilen ödeme emri tebligatının 16.04.2009 tarihinde birlikte reşit C.T."a tebliğ edildiği görülmektedir. Konuyla ilgili 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 10/1 maddesi hükmü aynen "tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır" Aynı kanunun 16. maddesi ise "kendisine tebligat yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisiyle birlikte aynı konutta oturan kemselere veya hizmetçilerden birine yapılan yasal düzenlemelerini içermektedir.
Somut olayda alacaklı vekili 27.07.2009 tarihli cevap dilekçesinde tebligat yapılan adresin borçlunun ortağı ve yetkilisi olduğu ........... Ltd. Şti."nin adresi olduğunu ve borçlunun fiilen kullandığını beyan etmiştir. Ayrıca ticaret sicil yazısından adresin anılan şirkete ait olduğu ve tebligatı alan C.T.nında bu şirkette çalıştığı sigorta bildirgesinden anlaşılmış olup, borçlunun ortağı ve yetkilisi olduğu şirketin adresi borçlu adresi sayılamaz. O halde borçlunun tebligatın usulsüzlğüne dair şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.