4. Ceza Dairesi Esas No: 2013/2328 Karar No: 2014/8669 Karar Tarihi: 20.03.2014
Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/2328 Esas 2014/8669 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2013/2328 E. , 2014/8669 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 2 - 2011/276387 MAHKEMESİ : Denizli 4. Sulh Ceza Mahkemesi TARİHİ : 22/10/2010 NUMARASI : 2010/124 (E) ve 2010/814 (K) SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanığın, eşiyle katılan arasındaki ilişkinin boyutunu öğrenmek amacıyla katılana ""...... amacım kendimi rahatlatmak, biraz olsun siz beni anlayın,... doğruları ne zaman anlatacaksınız bekliyorum, mahkemelerde uğraştırmayalım birbirimizi.... ben memurum....bu işin sonunu bırakmayacağım"" biçiminde birden çok mesaj çekmesi eylemlerin de katılanın huzurunu bozmak kastıyla değil, eşinin sadakat yükümüne ilişkin sorgulamada ve araştırmada bulunma içerikli sözlerinin TCK"nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Kabule göre, CMK"nın 5728 sayılı Kanunla değişik 231/5. maddesi uyarınca, mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; sanığın, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi ve nihayet sanığın kabulü gerekmektedir. Maddenin 6/c fıkrasında belirtilen zarar kavramı ise, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/02/2009 tarih ve 11-250/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi belirlenebilir, ölçülebilir, somut maddi zarar olup manevi nitelikteki zararı kapsamamaktadır. İncelenen dosyada sabıkasız olan sanığın hukuksal durumunun yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine "soruşturma aşamasında uzlaşma sağlanamadığı ,suçtan kaynaklanan zarar giderilmediği ve sanık hakkında CMK’nun 231/7 maddesi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği" şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık Ö.. A.."ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/03/2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY:
Esas mahkemesince de kabul edildiği gibi; sanığın eşiyle ilişkisi olduğundan bahisle müştekiyi telefonla birden fazla aradığı ve yine bir günde dört kez mesaj çektiğinin anlaşılmasına; müştekinin sanığın eşiyle ilişkisinin olmadığına ilişkin açıklamaları dikkate alındığında; sanığın, müştekiyi bu şekilde rahatsız etmek yerine, yasal yollara başvurması gerekirken, iki gün içerisinde telefon ve mesajla birden fazla rahatsız etmesi karşısında, esas mahkemesinin mahkumiyet kararı yerinde olduğundan, yüksek çoğunluğun (1) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.