Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18726
Karar No: 2014/16060
Karar Tarihi: 13.11.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/18726 Esas 2014/16060 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Gediz Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada, Kamulaştırma Yasası'nın değişik hükümleri uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, ancak yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hükme yeterli değildir. Taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığı da belirlenemedi. Bakanlar Kurulu kararına göre, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan bir taşınmazın arsa niteliğinde kabulü için uygulamalı (genelde 1/1000 ölçekli) imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunması esastır. Aynı karara göre, imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için ise, belediye hizmetlerinden yararlanan ve meskun yerler arasında yer alması gerekir. Kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirilmiştir.
18. Hukuk Dairesi         2014/18726 E.  ,  2014/16060 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gediz Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 28/03/2013
    NUMARASI : 2012/282-2013/157

    Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hükme yeterli değildir.
    Şöyle ki;
    1-Taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığının tespiti için Şaphane Belediye Başkanlığı"nın 09.10.2014 tarihli cevabi yazısında dava konusu taşınmazla ilgili olarak, parsel üzerinde konut olmaması sebebiyle belediyenin yol, su, elektrik, çöp ve kanalizasyon hizmetlerinden yararlanmadığını, 300 metre ilerisinde 5-6 ev bulunduğunu, nazım ve uygulama imar planı içerisinde olup 1992 yılında uygulama imar planının İller Bankasına yaptırılıp onaylandığını,, uygulama imar planında tarımsal niteliği korunacak alan vasfında ve ilçe merkezine 9 km uzaklığında olduğu belirtilmiş olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde kabul edilerek değerlendirme yapılmıştır.
    Oysa ki; Bakanlar Kurulunun Yargıtay"ca kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan bir taşınmazın arsa niteliğinde kabulü için uygulamalı (genelde 1/1000 ölçekli) imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunması esastır. Aynı karara göre, imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için ise, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber belediye hizmetlerinden (belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan ve meskun yerler arasında yer alması gerekir. Nazım imar planı (1/5000 ve daha büyük ölçekli) içinde bulunan taşınmazların arsa sayılabilmeleri ise Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.4.1998 gün ve 1996/3-1998/1 Sayılı Kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı ve kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılığının yakın gelecekte var olmasına bağlıdır.
    Saptanan durumu itibarıyla, kamulaştırma hukuku açısından yukarıda açıklanan arsa sayılabilme koşullarını taşımayan davaya konu taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabulü ve bu niteliğine göre değerlendirilmesi gerekirken, arsa niteliğinde değerlendirme yapılan bilirkişi raporlarına dayalı olarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Ayrıca;
    2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
    Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
    Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi