10. Hukuk Dairesi 2015/19763 E. , 2016/2600 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, 18.08.1999-23.07.2000 ve 12.01.2001-24.04.2001 arası dönemlerde dava dışı işveren ... Spor Kulubünde .... ...sıfatıyla görev yaptığı gerekçesiyle, 20.05.2004 tarihinde tebliğ edilen 12.05.2004 tarihi 44157 sayılı ödeme yazısı ile 506 sayılı yasanın 80.maddesi kapsamında talep edilen ve anılan dönemlere ilişkin prim borcu ile gecikme zammından oluşan 40.648.000.000 TL tutarındaki tahakkuktan dolayı sorumlu olmadığını belirtilerek söz konusu bildirimin iptalini talep ve dava etmiştir.
Mahkeme, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada mahkemece ilk kez verilen karar dairemizin 17.04.2007 gün 2007/5783-6139 sayılı ilamıyla; ”Spor Kulübünün prim borcundan dolayı davacı aleyhine 6183 sayılı Yasanın 55. maddesine göre düzenlenip anılan yasanın 58. maddesine göre tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin mevcut olmaması karşısında, dava hukuki nitelikçe ödeme emrinin iptali davası olmayıp, işverenin prim borcundan dolayı 506 Sayılı Kanunun 80. maddesi kapsamında sorumlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Söz konusu maddede; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen süre içinde tahakkuk ve tediye etmeyen Kamu Kurum ve Kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli Kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliğe haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri Kuruma karşı işverenler ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu kılınmışlardır. Ancak, bu sorumluluk görevde bulunulan süre içinde doğan prim borcu ile sınırlı olup, söz konusu sorumluluk şartlarının doğması için, davacının ilgili kulübün yönetim kurulu üyesi olması ve yönetim kurulu kararına göre tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunması ve prim borcunun haklı bir sebep olmaksızın ödenmemiş olması gerekir.
Somut olayda, davacının tahakkuka konu dönemlerde kulübün ... Başkanı sıfatıyla işvereni temsil ve ilzam yetkisinin olup olmadığı yöntemince araştırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Diğer taraftan, davanın yasal dayanağı 6183 Sayılı Yasanın 58. maddesi olmadığına göre, davacı aleyhine %10 haksız çıkma tazminatına hükmedilmesi de yerinde görülmemiştir.” Biçimindeki gerekçe ile bozulmuştur.
İlk bozma kararı sonrası Mahkemece verilen ikinci karar ise Dairemizin 05.10.2010 günlü ve 2010/10274 E. 2010/12914K. Sayılı ilamı ile; “….davacının dava dışı spor kulübünde hangi sıfatla ve hangi dönemlerde görev yaptığı açık ve net bir şekilde belirlenmeli, öte yandan As Başkanlık görevinin hukuki niteliği, görev ve yetki sınırları, bu görevin kulüp adına prim borçlarının yatırılmasını gerektiren mali ve hukuki bir sorumluluğu içerip içermediği hususu bu konuda yetkili spor kuruluşlarından görüş alınarak belirlenmeli, yine davacının yönetim kurulunda görev aldığı süreler tam olarak saptanıp bu dönemlerde 506 sayılı yasanın 80. maddesinde belirtilen üst düzey yöneticilik sıfatı ile tüzel kişiliği temsil ve ilzam yetkisinin varlığı ve haklı bir sebep olmaksızın prim borcunun ödenmemiş olmasına ilişkin sorumluluk koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine dair bilir kişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir” gerekçeleri ile bozulmuş, mahkemece ikinci bozmaya uyulduktan sonra da davacının temsil yetkisine ilişkin olarak bozma ilamı içeriğinde geçen ve dava dosyası içeriğinde mevcut Kaymakamlık cevabi yazısında; davacının 12.10.1999 tarihli yönetim kurulu kararıyla ..Başkan olarak bankalara para yatırmaya ve çekmeye yetkili kılındığı, ancak 01.07.2000 tarihli genel kurul kararı ile görevinin son bulduğu, 09.01.2001 tarihinde yönetime yeniden seçilmişse de 27.03.2001 tarihli olağan üstü genel kurul kararıyla görevinin sona erdiği ve bu dönemde imza yetkisinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamlarına uyulmuş ise de, davacının temsil ve ilzam yetkisine ilişkin olarak yapılan araştırma yetersiz görülmüştür. Mahkemece davacıya verilen yetkinin kapsamı ile para yatırmaya konu paraların nerelere yatırıldığı, bu paraların içerisinde çalışanların sigorta primlerinin yer alıp almadığı hususunun netlik kazanamadığı, buna göre gerekirse banka dökümlerinin araştırılması suretiyle davacının yukarıda anılan ve Kurumca sorumlu tutulduğu döneme ilişkin olarak, Kuruma para yatırıp yatırmadığı ve para yatırmaya ilişkin yetkisi içerisinde ...Kurumuna temsilci sıfatıyla herhangi bir ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususları araştırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde verilen karar usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
O hâlde davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.